29 Nisan 2024 Pazartesi

Helsinki

Helsinki, Finlandiya'nın başkenti ve en büyük şehridir. Bir milyondan fazla nüfusa sahip dünyanın en kuzeydeki metropolitan alanıdır ve Avrupa Birliği'nin en kuzeydeki başkentidir. Helsinki metropolitan alanı İskandinavya'nın Stockholm ve Kopenhag'dan sonra üçüncü büyük metropolitan alanı ve Helsinki kent merkezi Stockholm ve Oslo'dan sonra üçüncü büyük kentidir. Helsinki, Finlandiya'nın başlıca siyasi, eğitimsel, finansal, kültürel ve araştırma merkezi olduğu kadar Kuzey Avrupa'nın en büyük şehirlerinden biridir (Vikipedi).

Gece boyu süren gemi yolculuğumuz sonucunda Helsinki'ye sabah saatlerinde vardık. Helsinki'de kaldığımız süre boyunca hava soğuktu ama neyse ki ilk gün kar olmadığı için şehri rahatça görebildik. Ancak sonraki 2 gün yoğun kar yağışı ve fırtına vardı. Karla mücadele ederek şehri gezmeye devam ettik. Zordu açıkçası ama sanırız kar hasretimiz nedeniyle bu durum biraz hoşumuza gitti:) Helsinki beklediğimizden çok daha güzel bir şehir çıktı açıkçası. Stockholm coğrafi olarak biraz dağınık olduğu için Helsinki bize daha derli toplu geldi:) Gezmesi de daha kolaydı.

Bizim gözümüzden Helsinki; 

1- Kauppatori (Market Square): Şehrin en meşhur meydanı diyebiliriz. Yazın buranın çok kalabalık olduğunu tahmin ediyoruz. Biz oradayken hava çok soğuktu o nedenle meydan boştu ve yalnızca birkaç tane yiyecek ve hediyelik eşya çadırları vardı. 



2- Uspenski Katedrali: Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de yer alan Ortodoks katedralidir. Katedral Rus Mimar Aleksey Gornostayev tarafından tasarlanmış olup, mimarın ölümünün ardından 1862-1868 yılları arasında yapılmıştır (Vikipedi). 

Şehrin en önemli 3 katedralinden biri olarak düşünebiliriz. Dışarıdan oldukça gösterişli olan kilisenin içinin de çok güzel olduğunu söyleyebiliriz. 


3- Helsinki Katedrali ve Senato Meydanı: Helsinki Katedrali, Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de bulunan bir katedraldir. Katedral, Kruununhaka semtinde Senato Meydanı'nda yer almaktadır. Kilise aslen 1830-1852 arasında Finlandiya Grandüklüğü için bir rölyef olarak, Rus Çarı I. Nikolay adına yaptırılmıştır. 1917'de Finlandiya'nın bağımsızlığına kadar Aziz Nikolay Kilisesi olarak da bilinmekteydi (Vikipedi). 

Oldukça gösterişli olan bu katedral şehrin önemli simgelerinden biri. İçi dışı kadar gösterişli değil hatta sade diyebiliriz. Önündeki Senato Meydanı da kocaman ve çok güzel. Burayı görmeden geçmek mümkün değil. 


4- Temppeliaukio Kilisesi: Temppeliaukio Kilisesi, Helsinki'nin Töölö bölgesinde bulunan Lüteryen Kilisesi'dir. Mimar kardeşler Timo ve Tuomo Suomalainen tarafından tasarlanmış ve 1969 yılında açılmıştır. Direkt olarak kaya oyularak yapılmıştır. 1930'lu yıllarda kilisenin yapılacağı yer belirlenmiş ve tasarım yarışması açılmıştır. J.S. Siren'in ikinci yarışmada seçilen tasarım hayata geçirilmiş ancak II. Dünya Savaşı sebebiyle ilk aşamalarında yarıda kalmıştır. Savaş bittikten sonra tekrar bir tasarım yarışması başlatılmış ve bu yarışmayı 1961 yılında Sumalainen kardeşler kazanmıştır. Ekonomik sebeplerden ötürü orijinal olan 1/4 ölçeğinde küçültülmüş 1968 yılında inşaat başlatılmıştır. 1969 yılına gelindiğinde kilise kutsanmış ve hizmete açılmıştır. Kayadan oyarak oluşturulan iç tasarım, bakır kubbede yer alan tasarımla gün ışığı ile aydınlatılmaktadır. Akustiğinden dolayı yoğunlukla konser salonu olarak kullanılan kilise akustik karakterini şekli bozulmamış kayalardan almaktadır (Vikipedi).

Bu kilise yapım şekli açısından gerçekten ilgi çekici. Mutlaka görmenizi öneririz. 


5- Suomenlinna Adası: Helsinki'de bulunan Suomenlinna, oldukça ilginç bir askeri üs olarak tarihte yerini almıştır. 18. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen yapı, bir grup ada üzerine kurulmuş devasa bir kaledir. 'Suomenlinna Kalesi' olarak da bilinen yapı, İsveç tarafından yaptırılmıştır. Avrupa kültürünün askeri-mimari anlayışına en iyi örneklerden biri olarak bilinen kale, 210 hektarlık büyük bir alanı kaplamaktadır. Suomenlinna, halk arasında 'Sveaborg' olarak da bilinmektedir. Helsinki'de bulunan bir grup adanın üzerine inşa edilmiş Suomenlinna, kademeli bir yapım sürecine sahiptir. 1748 yılında başlayan bu süreç, uzun yıllar boyunca devam etmiştir. Çalışmalar ise uzun bir dönem süresince İsveçli Amiral Augustin Eherensvard tarafından denetlenmiştir. Kalenin manzarası ve mimarisi, hem amaca uygun hem de etkileyici bir güzelliğe sahiptir. İsveç Krallığı tarafından inşa ettirilen kale, farklı devletlere de ev sahipliği yapmıştır. İsveç Krallığı'nın ardından Rus İmparatorluğu'na ve sonrasında da Finlandiya Cumhuriyeti'ne hizmet etmiştir. Suomenlinna, birkaç ufak adacık üzerine inşa edilen ve toplamda 210 hektarlık alanı kaplayan önemli bir kaledir. İçerisinde 200 bina bulunmaktadır ve 6 kilometrelik bir savunma suruna sahiptir. Toplamda 6 adanın birleşiminden oluşmuştur. Kalenin kendisi de bölgedeki yerel kayalardan inşa edilmiştir. Oldukça sağlam olan bu kayalar, kalenin güvenliğinin esas garantisidir. Burç sistemi de bulunan kale, tüm bu önlemler ile oldukça güvenlikli bir yapıya dönüşmüştür. İsveç Krallığı'nı, Rus İmparatorluğu'na karşı korumak için tasarlanan kalenin, bu dönemde daha küçük olduğu bilinmektedir. Rus fethinin ardından ise sahip olduğu alan genişletilmiş ve oldukça büyük bir hale gelmiştir. Özellikle Rus döneminde yeni yapılar ilave edilmiş ve modern bir kale halini almıştır. Bu sayede 19. yüzyılın çağdaş kale anlayışına uygun bir tasarıma dönüşmüştür. Finlandiya, 1917 yılında bağımsızlığı kazanmış ve ardından da burayı kullanmıştır. O günden beri 'Finlandiya Kalesi' olarak anılan yapıda, garnizon ve liman bölümleri kullanılmaya devam edilmiştir. Ancak 2. Dünya Savaşı'nın ardından kalenin rolü azalmış ve kullanımı son ermiştir. 1973 yılında ise bölge tamamen sivil amaçlar için kullanılır hale gelmiştir. İçerisinde bulunan binalar, özel ve kamu hizmeti için kullanılmaktadır. Aynı zamanda kültürel bir alan olduğu için de turistik pek çok hizmet bulunmaktadır. Helsinki'nin 1 kilometre mesafesinde bulunan Suomenlinna, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır. Yapı, her biri kendi adasında bulunan 4 adet kaleden oluşmaktadır. Bu kaleler, kapalı kale kategorisindedir ve ek olarak diğer iki adada da burç kaleleri bulunmaktadır. Burç kaleleri daha açıktır ve tahkikatlarla desteklenmiştir. 6 kilometre uzunluğa sahip olan surların içerisinde kışlalar ve konut binaları bulunmaktadır. Adeta bir garnizon kasabası olan bölgedeki depolama alanları da oldukça korunaklıdır. Bu sayede askerler, savunma esnasında uzun zaman korunma imkanına sahip olmuştur (https://www.ytur.net/yurtdisi/finlandiya/helsinki/suomenlinna-adasi).

Pazar Meydanı'nın hemen önünden kalkan teknelerle çok kısa bir sürede adaya ulaşabiliyorsunuz. Biz burayı çok beğendik. Havanın güzel olduğu gün gitmemiz en büyük şansımızdı. Sonra başlayan fırtınada burayı gezmemiz mümkün olmazdı. 2-3 saatte gezebiliyorsunuz. 




6- Mannerheimintie ve Aleksanterinkatu  Caddesi: Her iki cadde de şehrin önemli ve hareketli caddeleri. 

7- Finlandiya Ulusal Müzesi: Kapalı olduğu için gezemedik ne yazık ki.

8- Kiasma Müzesi: Burası da çok beğendiğimiz büyük bir müze. Biz gezerken çok keyif aldık.  



9- Ateneum Sanat Müzesi: Şehrin önemli müzelerinden biri. Hem binanın kendisi hem de eserler çok güzeldi. Biz gezerken çok keyif aldık. 



10- Helsinki Sanat Müzesi: Güzel ve çok farklı sanat eserlerinin olduğu bir müzeydi, biz gezerken keyif aldık.



11- Finlandiya Ulusal Kütüphanesi: Helsinki Katedrali'nin çok yakınında bulunan kütüphaneyi çok beğendik. Görmenizi öneririz. 


12- Sinebrychoffin Taidemuseo: Çok güzel bir sanat müzesi. Biz çok beğendik. 



13- Esplanadi Park: Şehrin merkezinde yer alan küçük bir park. 


14- Sibelius Park ve Anıtı: Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de bulunan Sibelius Anıtı, dünyaca bilinen Finli besteci Jean Sibelius'un anısına Sibelius Derneği tarafından düzenlenen yarışma neticesinde yapılmıştır. Heykeltraş Eila Hiltunen, hem zihnen hem de bedenen yoğun emek vermiş ve metal borularla çalışması sonucunda hastalanmıştır. Azimli sanatçının emekleri jüride karşılık bulmuş, böylece Eila yarışmayı kazanmıştır. Sibelius Anıtı, şehirdeki ünlü anıtlardan biri olmakla beraber Finlandiya'daki ilk soyut anıttır. Turistler için cazibesi yüksek olan bu sanat eserinin küçüğü, UNESCO'nun Paris'teki genel merkezine yapılmıştır. Helsinki'nin simgelerinden biri olan anıt, ulusal besteci Jean Sibelius'un 1957'de vefatından sonra kendisini onurlandırmak adına Sibelius Derneği tarafından 1961-1962'de düzenlenen yarışmayla ortaya çıkmıştır. Süreç iki aşamalı bir yarışma ve kamusal bağış toplama kampanyasını içermektedir. Görülmemiş bir müzakere yaşanmış ve müzakerenin neticesinde Finli nüfus ikiye ayrılmıştır. İşi kurallara uyarak halletmek isteyenler temsili bir çözüm konusunda ısrarcı olmuştur. Yenilikçiler ise soyutlamayı kabul etmiştir. Halkın baskıları ve anıtın yapımının fiziksel zorluğu Eila'yı yıpratmıştır. Çeşitli çaplarda, aside dayanıklı, paslanmaz altı yüz çelik tüpü, ayrı ayrı ve el yapımıyla kaynak etmiştir. Asistanıyla çalışmış; metalbilim ve kaynak yöntemlerine dair uzmanlara danışmıştır. Tüplerin üzerinde saatlerce oturması, yüzündeki koruyucu maskeye rağmen, metalden kaynaklanan kronik astıma yakalanmasına yol açmıştır. Sıcağın etkisiyle eserin kolayca bozulmaya uğrayabilmesi ve yapımının yaklaşık dört yıl sürmesi, çalışanları ne denli zorladığını göstermektedir. Eser, boruların yoğun topluluğuyla huş ağaçlarından oluşan orman veya Kuzey Işıkları'nı hatırlatan bağımsız bir biçime dönüştürülmüştür. Tüplerin çoğundaki açıklık ve zengin doku ile doğa hissi pekiştirilmiştir. İkinci aşamada jüriye üç ülkeden birer kişi olmak üzere üç kişi katılmıştır. Aralarındaki kıdemli üyenin Hiltunen'in zaman içinde epeyce gelişen bu son modeline ayrıcalık tanımasıyla kazanan Eila olmuştur. Sibelius Parkı'nda anıtın şekillendirilmesi sürecinde işçilerle beraber Eila'nın çabalarını gören halkın arasındaki hararetli tartışma dinmiştir. Helsinki, 7 Eylül 1967 tarihinde Sibelius Anıtı'na kavuşmuştur. Sibelius Anıtı'nın bulunduğu yemyeşil Sibelius Parkı'nda çeşitli etkinlikler yapılmaktadır. 44 yıl sonra dahi yıpranma emaresi bulunmayan anıtın ziyaretçileri, anıtın gümüşümsü boruları sayesinde, kuş seslerinin yankılarıyla deniz esintisi ve günün ışıklarıyla mevsim değişimlerinde doğanın yansımalarına kapılabilmektedir (https://www.ytur.net/yurtdisi/finlandiya/helsinki/sibelius-aniti).

İnanılmaz bir kar fırtınasının ortasında bu parka gelmek durumunda kaldık:) Gezmek zordu ama manzara muhteşemdi. Sibelius Anıtı bakımda olduğu için çevresi kapalıydı. Biz de uzaktan bakıp fotoğrafını çektik.



15- Oodi Helsinki Merkez Kütüphanesi: Burası gerçekten bayıldığımız bir yer oldu. Fırtınalı hava nedeniyle kendimizi buraya zor attık. Çalışma alanları, oyun alanları, sohbet alanları ve kütüphanesi olan kocaman bir yaşam alanı diyebiliriz. 



16- Kamppi Chapel of Silence: Kamppi Chapel, Finlandiya'nın Helsinki bölgesinde bulunan bir şapeldir. Şapel, özellikle sessizliğin bozulmamasına odaklanarak inşa edilmiş ve düzenlenmiştir. Bu nedenle 'Sessizlik Şapeli' olarak da anılmaktadır. Şapel, şehrin tüm kalabalık ve gürültüsünün arasındaki sessizliği dışında, dış mimarisi ile de oldukça dikkat çekmektedir. Kamppi Chapel, Helsinki'nin işlek bir meydanı olan Narinkka'da bulunur. Klasik bina formundan farklı olarak inşa edilmiş olan yapı, Narinkka Meydanı'nın güneyinde yer alan kavisli, ahşap bir yapıdır. Dışarıdan pencereleri olmadığı için bina, tavandaki boşluk çerçevelerinden aydınlatılmaktadır. Gayet sade bir görünümü olan şapelin iç kısmındaki oturma alanları için masif ahşap tercih edilmiştir. Şapelin içerisinde bir sergi alanı, bir toplanma alanı ve cam bir giriş bulunmaktadır. Ayrıca şapelde ziyaretçileri için bilgi veren Çince, Japonca, İtalyanca ve Fransızca broşürler yer almaktadır. Kamppi Chapel ziyaretçileri, tercih ederlerse mum alıp şapelin içindeki şamdana koyabilmektedir. Şapel, Architects Ltd. tarafından sesi izole edecek şekilde inşa edilmiş ve düzenlenmiştir. Öyle ki şapele oturulduğunda, ziyaretçilerin adım sesleri rahatlıkla duyulabilmektedir. Bu yönüyle sessizlik ve dinginlik arayan herkes için ideal bir mekandır ve açılışından bu yana çok sayıda ziyaretçi ağırlamıştır. Kamppi Chapel, farklı dizayn ile Dünya Tasarım Başkenti 2012 programının bir parçası olmuş; ayrıca 2010 yılında Chicago Athenaeum tarafından Uluslararası Mimarlık Ödülünü kazanmıştır. Günümüzde, şapel içerisinde herhangi bir dini ayin yapılmamaktadır. Nikah törenleri için de kullanıma açılmamıştır. Özel anlamda şapelin yapılış amacı, kişiye sessizlik ve dinginlik halinde kalabileceği bir ortam sunabilmektir (https://www.ytur.net/yurtdisi/finlandiya/helsinki/kamppi-sapeli).

Gerçekten inanılmaz sessiz bir mekan. Bunu tecrübe etmek için girdik. Denemenizi öneririz. 

17- St. John's Kilisesi: Burası da şehrin önemli kiliselerinden biri. Gösterişli ve güzel bir kilise. 

18- Vanha Kauppahalli: Harika bir somon çorbası içtiğimiz 'food market'. Sahilde yer alan bu alana mutlaka uğrayıp, bir öğününüzü burada yemelisiniz. 



19- Design District ve Design Müzesi: Güzel binaların bulunduğu bölgede Tasarım Müzesi de yer alıyor. Biz girmeyi tercih etmedik. 


20- Wooden House District: Evlerin çok güzel olduğu bir bölge. Biz gezerken çok keyif aldık. 

21- Kallio Kilisesi: Burası sanırız bizi en çok şaşırtan kiliselerden biri oldu. Çünkü içeri girdiğimizde sisli ve bol ışıklı bir ortam vardı. Sonra oradaki görevli 'birazdan burada parti olacak, onun hazırlıkları yapılıyor' dedi. Yani kiliseyi gece kulübüne döndürüyorlardı. Kilisede klasik müzik konserlerini çok gördük ama bununla ilk defa karşılaştık açıkçası. 



22- Helsinki Garı: Büyük ve güzel bir gar. 


23- Kauppahallı Saluhall: Kapalı olduğu için içini göremediğimiz şehrin gıda pazarı.


24- Finnish Ulusal Tarih Müzesi: Daha önce birçok ülkede tarih müzelerine girdiğimiz için burada girmeyi tercih etmedik.


25- Flatiron Building: Mutlaka gidip görün diyemeyiz ama biz görmek istedik:)


26- SkyWheel: Sahilde kocaman bir dönmedolap var, biz bindik ama çok da gerekli değil açıkçası. 



27- İşeyen Çocuk Heykeli: Bizi Tallinn'e götürecek gemimize giderken karşımıza çıkan komik heykel:)


Helsinki'nin 'sauna'ları oldukça meşhur, hatta hemen sahilde buna şahit olduk. Buuuz gibi havada suya atlayıp sonra 'sauna' ya giriyorlardı. Tabii biz bakınca bile donduk:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder