13 Şubat 2024 Salı

Mulhouse

Akşam Basel'den trenle kısa bir yolculuk sonunda Mulhouse'a vardık. Buraların akşamları çok sakin olacağını tahmin ettiğimiz için hızlıca yemeklerimizi yedik. Sonra geç olmasına rağmen şehri keşfetmek için yürüyüş yaptık. Zamanımız kısıtlı olduğu için ertesi gün için planlarımızı yaptık. 

Mulhouse, doğu Fransa'da ülkenin İsviçre ve Almanya sınırlarına yakın bir şehir ve bir komündür. Alsace bölgesinin güneyinde bulunan Haut-Rhin departmanındadır ve Strazburg'dan sonra Alsace bölgesinin ikinci büyük şehridir (Vikipedi). 

Bizim gözümüzden Mulhouse;

1- Saint Etienne Katedrali: Mimar Jean-Baptiste Schacre tarafından tasarlanan bu neo-Gotik Reform tapınağı, Fransa'nın en büyük Protestan binasıdır. 12. yüzyıldan kalma bir kilisenin yerine 1858 ile 1868 yılları arasında inşa edilen bina, 1324 ile 1351 yılları arasında yapılmış muhteşem vitray pencerelerini miras almıştır. Sahneler Yeni ve Eski Ahit'ten alınmıştır. Bu vitray pencereler neften görülebilmektedir (https://www.tourisme-mulhouse.com/en/groups/culture-and-outings/saint-etienne-protestant-church/).

Şehrin en ünlü kilisesi. Görmeden geçmedik tabii. 

2- Hotel De Ville: 1854 yılında Orta Çağ'dan kalma eski belediye binasında oluşturulan Tarih Müzesi, Mulhouse'un sıra dışı geçmişinin hikayesini anlatan çok zengin koleksiyonlara sahip. 1864 yılında oluşturulan Tarih Müzesi, özellikle mobilya ve kostümler, aletler ve oyuncaklar, planlar ve portreler vb. içeren çok zengin koleksiyonlara sahiptir; özellikle ünlü Klapperstein, Savage heykeli, marotlar veya iç mekan rekonstrüksiyonları (Sundgau yatak odası ve mutfak) https://www.tourisme-mulhouse.com/en/experiences/historical-museum/

Güzel bir müzeydi, küçük olduğu için fazla zaman almıyor. Müzede çalışan çok tatlı bir Türk abla ile tanıştık. Uzun süre sohbet ettik. Bizim için güzel bir anı oldu.  




                             


3- Otomotiv Müzesi: Şehrin en önemli müzesi diyebiliriz. Biz bayıldık. Bu kadar büyük bir koleksiyon beklemiyorduk. Eğer araba merakınız varsa buraya aşık olacağınız garanti. Bizim arabalara özel bir ilgimiz yok ancak ona rağmen hayran kaldık.








4- Demiryolu Müzesi: Şehirde yer alan müzeler arasında en ünlü olanlardan biri. Kaçırmak olmazdı tabii. Görmenizi öneririz. Biz çok beğendik. 



5- Güzel Sanatlar Müzesi: Tarih müzesinden sonra Güzel Sanatlar Müzesi'ne gittik. Çok büyük bir müze değil. Fazla zamanınızı almayacaktır. Burada da çok tatlı bir Türk abla çalışıyordu. Uzunca sohbet ettik. 

Şehirde graffiti oldukça gelişmiş. Çok hoşumuza gitti. Hatta şehrin biraz dışında uzun bir duvarı harika resimlerle boyamışlar.




Şehrin diğer önemli bir müzesi olan 'Electropolis Müzesi'ne ne yazık ki kapalı olduğu için giremedik. Burası da görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder