Ouarzazate ve Essaouira; Marakeş'e ayırdığımız günlerin ikisini de bu güzel yerlere ayırdık. Otelimiz aracılığıyla tur ayarladık. Her iki tur da tüm günü alıyor. Öğle yemeği için de zaman veriyorlar. Zamanınız varsa bu turları yapmanızı öneririz. Biz çok keyif aldık.
Ouarzazate; çölün kapısı lakaplı, Fas'ın orta-güneyindeki Draa-Tafilalet bölgesindeki Ourzazazate eyaletinin şehri ve başkenti. Şehrin güneyinde bir çöl ile yüksek Atlas Dağları'nın güneyindeki çıplak bir platonun ortasında 1.160 metre (3.810 ft) yüksekliktedir. Berberi konuşanlar, önde gelen kasbahların (yerel olarak iyerman olarak anılır) çoğunun yaratılmasından sorumlu olan kasaba sakinlerinin çoğunluğunu oluşturur. Ouarzazate Draa Vadisi ve çölde geziler için bir başlangıç noktası olmasının yanı sıra tatillerde Fas'ta birincil bir turizm merkezidir. Şehrin batısındaki Ait Benhaddou UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır. Ouarzazate bölgesi, Fas'ın en büyük stüdyolarının birçok uluslararası şirketi burada çalışmaya davet ettiği ünlü bir film yapım yeridir. Lawrence of Arabia (1962), The Man Who Would Be King (1975), The Living Daylights (1987), The Last Temptation of Christ (1988), The Mummy (1999), Gladiator (2000), Kingdom of Heaven (2005), Kundun (1997), Legionnaire (1988), Hanna (2011), The Hills Have Eyes (2006) ve Salmon Fishing in the Yemen (2011) gibi filmler, TV dizisi Game of Thrones'un bir kısmı burada çekildi (Wikipedia).
Ait Benhaddou, Fas'ta, Sahra ile Marakeş arasındaki eski kervan güzergahı üzerinde yer alan bir müstahkem köydür. Turist ticareti nedeniyle bölgede yaşayan vatandaşların çoğu nehrin diğer tarafındaki bir köyde inşa edilmiş olan modern konutlarda yaşamakta iken dört aile eski köy içinde yaşamaktadır. Ksarın duvarları içinde birçok kasbah, ticarethane ve diğer bireysel konutlar yer alır ve Fas toprak kil mimarisinin en güzel örneklerindendir. Ait Benhaddou 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir (Vikipedi).
İlk turumuz Ouarzazate'ye oldu. Aslında amaç Ait Benhaddou'yu görmek. Bu turdaki en büyük sıkıntı yolun uzun olması. Yol uzun sürdüğü için gittiğiniz yerde geçirecek çok vaktiniz olmuyor. Ama bize sorarsanız geçirilen vakit gayet yeterli. Biz kışın gittiğimiz için dağları aşarken kara yakalandık. Yollar korkuttu açıkçası.
Ait Benhaddou insana görsel bir şölen sunuyor. Gerçekten çok etkileyici. Tepeye çıktığınızda manzara daha da güzel oluyor. Burada birçok film çekilmiş. Aslına bakarsanız çoğu insan bu yüzden burayı ziyaret ediyor. Yapılar çok güzel.
Dönüş için yola çıktığımızda Taourirt'e uğradık. Zaman az olduğu için koştura koştura gezdik ama çok güzeldi. Koşturmamıza değdi açıkçası. Biz uğrayamadık ama sinema müzesi vardı. Vaktimiz olsa görmek isterdik.
Essaouira; Suvayr veya Essaouira Fas'ın Atlantik kıyısında bulunan bir şehirdir. Şehirde tarih öncesi zamandan beridir yerleşim bulunmaktadır. Ayrıca şehrin merkezi UNESCO Dünya Mirası listesindedir. Şehir ayrıca bir körfezin kıyısında bulunur. Bu körfez, kısmen Purpuraires Adaları tarafından dalgalardan korunmaktadır (Vikipedi).
Diğer turumuzu göre yol çok daha kısa sürdü. Böylece gezmek için bolca vaktimiz oldu. Yolda argan yağının üretiminin anlatıldığı ve satıldığı bir tesiste durduk. Güzel bir tecrübeydi. Bu arada yolda ağaçların dallarında keçileri göreceksiniz. Tesiste söylediklerine göre keçiler argan bitkisinin kabuklarını yiyormuş. Ancak burada işi ticarete dökmüşler. Turist otobüsleri buralarda duruyor, fotoğraf çekiyor, bazen de hayvanları seviyor, bunun sonunda da para veriyor. Ama ağaçta o kadar keçi görmek hakikaten biraz tuhaf:)
Esaaouira çok güzel bir şehir. Bayağı da kalabalıktı. Turistlerin ilgisini çeken bir yer. Biz de bayıldık. Yemek konusunda da çok başarılıydı. Özellikle deniz ürünleri muhteşemdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder