Varşova güzel bir şehir ancak okuduğumuz yazılarda Krakow'un çok daha güzel olduğu yazıyordu. O nedenle Varşova için beklentimiz düşüktü ancak beklediğimizden çok daha güzel bir şehir olduğunu söyleyebiliriz.
Özellikle saraylarıyla ön plana çıkan Varşova'da gezdiğimiz yerler;
1- Eski Şehir Meydanı (Square Market): Varşova'nın eski şehir meydanı çok etkileyici. Evler inanılmaz güzel, bakmaya doyamıyor insan. Bu güzel meydanda uzun zaman geçirdik. Hatta akşam geç saatlerde buraya gelip oturup evleri izledik. Ayrıca Varşova Müzesi'ne girip oradaki kuleye çıkıp meydana yukarıdan bakabilirsiniz, meydanın ortasında bir denizkızı heykeli bulunuyor.
.
Varşova Eski Şehir başkentin en eski parçasıdır ve en önemli turistik yerlerinden biridir. Eski Şehir 13. yüzyılda kuruldu. Bölge, Polonya İşgali (1939) terör bombalama kampanyası sırasında şehrin yerleşim alanları ve tarihi yerleri Alman Hava Birlikleri tarafından tahrip edildi. Varşova Ayaklanması ardından Eski Şehir'in bazı kısımları yeniden inşa edildi, ancak ayakta kalan kısımlar sistematik Alman Ordusu tarafından havaya uçuruldu. 1980 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir (Vikipedi).
Aslen 1644 yılında dikilen sütun, Varşova'nın en ünlü kent simgelerinden biridir. 1596'da Polonya'nın başkentini Kraków'dan Varşova'ya taşıyan Kral Sigismund III Vasa'yı anmaktadır. 1 Eylül 1944'te Varşova Ayaklanması sırasında anıtın sütunu Almanlar tarafından yıkıldı ve bronz heykeli ağır hasar gördü. Sütunun orijinal kırık parçaları hala Kraliyet Kalesi'nin yanında görülebilmektedir (Wikipedia).
Kraliyet Kalesi, Polonya monarşisinin resmi konutu olarak yüzyıllar boyunca hizmet vermiş. 16. yüzyıldan Polonya'nın 1795'deki son bölünmesine kadar kralın kişisel ofisleri ve kraliyet mahkemesi idari ofisleri burada yer almıştır (Wikipedia).
Polonya Varşova'da yer alan 18. yüzyıl sarayı. İsmini 18. yüzyılın ilk yarısında nadir görülen bakır çatıdan alır. 1989 yılından itibaren Kraliyet Kale Müzesi'nin şubesidir (Wikipedia).
Toplam yüksekliği 237 metre olan bina Polonya'nın en yüksek binasıdır. 1955 yılında inşa edilen bina, sinemalar, tiyatrolar, kütüphaneler, spor kulüpleri, üniversite fakülteleri ve Polonya Bilimler Akademisi yetkilileri gibi çeşitli kamu ve kültürel kurumlara ev sahipliği yapıyor. 2007'den bu yana Kültürel Miras Nesneleri Siciline kayıtlıdır. Sovyet Rus mimar Lev Rudnev tarafından "Yedi Kızkardeş" (Stalinist stilde tasarlanmış Moskova'daki 7 gökdelen) tarzında tasarlandı ve gayri resmi olarak Sekizinci Kardeş olarak anılıyor. Binanın önündeki geniş alana Parade Square deniyor ve dünyanın en büyük meydanlarından biri olduğu söyleniyor (Wikipedia).
8- Ulusal Müze: Ülkenin en eski ve zengin koleksiyonlu müzelerinden bir tanesi. Büyük ve güzel bir müze. Görmenizi öneririz. Girişi 20 Pln. Hemen yanında Polonya Ordu Müzesi bulunuyor, biz tercih etmedik, girişi 20 Pln.
Lazienki Park veya Royal Baths Park şehir merkezinde 76 hektar yer kaplamasıyla Varşova'daki en büyük park. Aslen 17. yüzyılda soylu Stanisław Herakliusz Lubomirski için hamam park olarak tasarlandı, 18. yüzyılda Lazienki Polonya'nın son hükümdarı Stanisław II Augustus tarafından saraylar, villalar, klasik yapılar ve anıtlar için bir ortama dönüştürüldü. 1918'de resmi olarak halka açık bir park olarak belirlendi (Wikipedia).
Lazienki Park ile ilgili bilgi için; https://www.lazienki-krolewskie.pl/en/poznaj-lazienki
Adadaki Saray (Palace On The Isle): Parkın en önemli sarayı burası, gerçekten göz alıcı ve güzel sanat eserleri ile dolu. Bir tanesine girilecekse o bu saray. Girişi 25 Pln.
Varşova Royal Baths Park (Lazienki Park)'da yer alan Rococo-Neoklasik bir saray. Saray Royal Baths'de yer alan ilk binalardan biri olarak Kral Stanislaw August Poniatowski için yapılmış. İsmi şu an varolmayan yakındaki Myslewice köyünden türemiş (Wikipedia).
Chopin Anıtı: Lazienki Park'da bulunan bu güzel anıt oldukça dikkat çekici. Çevresinde de insanlar keyifle çimlerde ve banklarda oturuyorlar. Burada her Mayıs-Temmuz aylarında pazar günleri ücretsiz Chopin konserleri oluyor. Denk getirirseniz affetmeyin. Detaylı bilgi sitesinde mevcut; https://www.lazienki-krolewskie.pl/en/wydarzenia/koncert-chopinowski
The Old Orangery: Eski Orangery'de Kraliyet Tiyatrosu ve Stanislaw August'un heykel koleksiyonunu içeren galeri yer almaktadır (https://www.lazienki-krolewskie.pl/). Girişi 20 Pln.
Adadaki sarayın oradan gözüken ufak bir Amfitiyatro bulunuyor, bir özelliği yok. White Pavilion'a (10 Pln) girmedik ve parkta daha bir sürü ufak tefek anıt ve yapı gördük. Lazienki Park'ın en kuzey ucunda en büyük modern sanat müzesi olan Center for Contemporary Art Ujazdowski Castle bulunuyor. Yürürken bir göz gezdirebilir ve zamanınız varsa girebilirsiniz. Girişi 5 Pln.
Etkileyici bir anıt.
12- Copernicus Bilim Müzesi: Okuduğumuz yazılarda burayı bayağı övmüşlerdi. Büyük bir hevesle gittiğimiz müzede ziyaretçi kotası dolduğu için giremedik. Büyük bir hayal kırıklığı oldu bizim için. Bizim gibi kapıda kalmak istemiyorsanız bir gün önceden gidin veya sitesinden gitmeden biletinizi alın (http://www.kopernik.org.pl/en/visit-us/). Girişi 33 Pln, 3D film için ekstra 27 Pln, Planetarium için ekstra 22 Pln.
Buralara kadar gelmişken, müzeye giremeyince dönüp Wisa Nehri'nin kıyısındaki yürüme yolunda biraz gezindik. Kopernik Müzesi'nin sahilden gidince iki adım ötesinde Modern Sanat Müzesi bulunuyor, ufak bir müzeydi, girmedik biz de, girişi 5 Pln. Upuzun bir sahil şeridi var. Dikkatimizi çeken yapı nehri birbirine bağlayan Swietokrzyski Köprüsü oldu. Hemen arkasında ulusal statlarının çatısı gözüküyordu ve dibinde bir deniz kızı heykeli bulunuyor. Nehrin öbür tarafında da hayvanat bahçesi, kiliseler falan gösteriyordu haritada ancak hiç geçmek nasip olmadı:)
Marie Sklodowska Curie (7 Kasım 1867 - 4 Temmuz 1934) radyoaktivite konusunda öncü araştırmaları yöneten Polonyalı ve Fransız vatandaşlığına kabul edilmiş bir fizikçi ve kimyagerdi. Nobel Ödülü'nü kazanan ilk kadın, Nobel Ödülü'nü 2 kez kazanan ilk insan ve tek kadın ve Nobel Ödülü'nü 2 bilimsel alanda kazanan tek insan oldu (Wikipedia).
16- The Archcathedral Basilica of St. John the Baptist: Varşova Eski Şehir'de Roma Katolik kilisesi. St. John's Varşova'daki başlıca 3 katedralden biridir. Varşova başpikoposluğunun da ana kilisesidir. St. John's Archcathedral, Polonya'nın ulusal en büyük tapınaklarından biridir ve Varşova'nın Jesuit Kilisesi'nin hemen bitişiğinde yer alır. Kent ile birlikte kilise UNESCO tarafından kültürel öneme sahip olarak listelenmiştir (Wikipedia).
Jesuit Kilisesi: Polonya'nın Varşova kentinde gösterişli bir kilisedir. St. John Katedrali'nin hemen bitişiğinde, Varşova'daki en göze çarpan kiliselerden biri (Wikipedia).
Kapısı da dikkat çekici, melekler falan çıkıyor sağdan soldan.
Yeni meydan diye anılsa da oldukça eski bir meydan, kilise oldukça sadeydi, ana meydandan sonra ikinci planda kalmış bir meydan olsa bile görülecek yerlerden bir tanesi.
Varşova Gözetleme Kulesi Varşova'yı çevreleyen tarihi surların kalıntılarından biri. Barbakan 1540'da Nowomiejska Caddesi'ni korumak için daha eski bir kapı yerine inşa edildi (Wikipedia).
20- Holy Spirit Bazilikası: 1388 yılında Mazovia Dükü tarafından kurulan ilk Gotik ahşap kilise, burada Mazovian bölgesinde türünün ilk örneği olan bir şehir hastanesi ile birlikte inşa edildi. 17. ve 18. yüzyıllarda yenilenen kilise, ilçedeki birçok bina ile birlikte 1944'te yıkıldı ve 1956'da cephedeki Barok aziz heykelleri, minber ve büyük sunak ile beraber yeniden inşa edildi (https://www.inyourpocket.com/warsaw/church-of-the-holy-spirit_151344v).
İçi de dışı gibi sade olan bu kiliseyi de görüp yolumuza devam ettik.
22- Visitation of the Blessed Virgin Mary Kilisesi: En eski binalardan biri ve şehirdeki gotik mimarinin birkaç kalan örneklerinden biri (Wikipedia).
Küçük bir kilise.
Kilisenin yanındaki sokaktan geçince Maria Curie'nin bir heykeli bulunuyor. Buradaki merdivenlerden nehir kenarındaki bir parka iniyorsunuz. Bu parktaki çeşmenin adı Multimedia Fountain Park, 20.00 - 22.00 arası ışıklı bir şov yapıyorlar, görmenizi öneririz.
23- St Francis Kilisesi: Franciscan manastırına bitişik bir kilisedir (Wikipedia).
Kilisenin karşısındaki ihtişamlı yapı ise Sapieha Sarayı.
25- Maly Powstaniec Anıtı: 1944'teki Varşova Ayaklanması sırasında savaşan ve ölen çocuk askerlerin anısına yapılan bir heykel (Wikipedia).
Hemen yanında kılıçlı bir adamın heykelinin olduğu ufak bir meydan var ve burçlarla alakalı olduğunu düşündüğümüz bir şeyler çizmişler bir binaya, adı Sigismund'un Saati'ymiş.
Hemen yanında kılıçlı bir adamın heykelinin olduğu ufak bir meydan var ve burçlarla alakalı olduğunu düşündüğümüz bir şeyler çizmişler bir binaya, adı Sigismund'un Saati'ymiş.
Kale Meydanı'nda yer alan kilisenin dışı sade, içi daha ağır. Hızlıca gezip çıktık.
18. yüzyıl neoklasik cephesi, rokoko ana sunağı ve zamanın iki Polonyalı önde gelen sanatçısı Smuglewicz ve Czechowicz tarafından yaratılan iç resimlerle şaşırtıyor (https://theculturetrip.com/europe/poland/articles/the-most-beautiful-churches-in-warsaw/).
Hemen önünde Adam Mickiewiz anıtı bulunuyor.
31- Presidential Sarayı: Presidential Sarayı, aslen 1643'de aristokrat bir konak olarak inşa edildi. Yıllar boyunca birçok kez tekrar inşa edildi ve biçimi değiştirilmiş. Şu anki neoklasik saray 1818'de tamamlandı. 1791'de 3 Mayıs 1791 Anayasası'nın (Avrupa'nın ilk modern anayasası) yazarlarına ve avukatlarına ev sahipliği yaptı. 1818'de Polonya Krallığı'nın valisinin mevkisi olduğu zaman devlet binası olarak süregelen kariyeri başladı. 1918'de 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Polonya'nın yeniden canlanmasını takiben bina yeniden yapılandırılmış Polonyalı yetkililer tarafından devralınmış ve bakanlar kurulunun mevkisi haline gelmiştir. 2. Dünya Savaşı sırasında Deutsches Haus olarak şehrin Alman işgalcilerine hizmet etmiş ve 1944 Varşova Ayaklanması'nda hiç etkilenmeden kurtuldu. Savaştan sonra Polonya Bakanlar Kurulu'nun mevkisi olarak yeniden faaliyete geçti (Wikipedia).
Çok etkileyici bir yapı. Mutlaka dikkatinizi çekecektir.
32- The Nuns of the Visitation Kilisesi: Kilise 1651'de ahşap bir yapı olarak hayata başlamıştır. Bu orijinal yapı 1656 yılında İsveçliler tarafından yakılana kadar 5 yıl hayatta kalmıştır. 1664'de yeni kilise için çalışma başlamış fakat 1695'de başka bir yangın her şeyi yokettiğinde çalışma tamamlanmadı. 1728'de rokoko tarzında Karol Bay tarafından çalışmalar tekrar başladı. 1765'e kadar işler tamamlanmadı. Chopin burada kilise orgunu çaldı, Varşova'nın Chopin izinde bir durak daha yaptı. Alışılmadık bir şekilde kilise, 2. Dünya Savaşı'ndan minimum hasarla sağ çıktı ve Varşova şehir merkezindeki eski kiliselerden biri (http://www.r-l-p.co.uk/+wwvisit.html).
Kilisenin içi de dışı da sadeydi.
33- Copernicus Anıtı: Krallık yolundan devam ederken arada ufak bir meydana denk geliyorsunuz. Bu meydanda Kopernik'in anıtı bulunuyor. Arkasındaki binanın adı Staszic Sarayı, sarayın yanında da upuzun yapısıyla Zamoyski Sarayı bulunuyor. Zaten biraz yukarıdan gelirken Uriski Sarayı ve içeride Czapski Sarayı diye iki sarayı daha gösteriyordu haritada. Anladık ki bu binaların her biri kendi çapında birer saray ve bu kraliyet yolu tarihi binalarla dolu, hepsinin tarihine giremeyeceğimizi düşündük ve bu meydanın devamında artık binalarla ilgili bilgi almayı kestik:)
32- The Nuns of the Visitation Kilisesi: Kilise 1651'de ahşap bir yapı olarak hayata başlamıştır. Bu orijinal yapı 1656 yılında İsveçliler tarafından yakılana kadar 5 yıl hayatta kalmıştır. 1664'de yeni kilise için çalışma başlamış fakat 1695'de başka bir yangın her şeyi yokettiğinde çalışma tamamlanmadı. 1728'de rokoko tarzında Karol Bay tarafından çalışmalar tekrar başladı. 1765'e kadar işler tamamlanmadı. Chopin burada kilise orgunu çaldı, Varşova'nın Chopin izinde bir durak daha yaptı. Alışılmadık bir şekilde kilise, 2. Dünya Savaşı'ndan minimum hasarla sağ çıktı ve Varşova şehir merkezindeki eski kiliselerden biri (http://www.r-l-p.co.uk/+wwvisit.html).
Kilisenin içi de dışı da sadeydi.
İki bina da 17. yüzyılda yapılmış ve tarihi öneme sahiptir (Wikipedia).
Nispeten daha büyük bir kiliseydi. İçeride ayin vardı. Hızlıca bakıp çıktık.
Sade bir kiliseydi. İçeride ayin vardı.
36- Zacheta Galery ve Holy Trinity Kilisesi: Sakson bahçesinin yanında bulunan ve daha çok modern sanat sergileri olan bir müze, girişi 20 Pln. Biraz ilerisinde Etnografya Müzesi bulunuyor. Girişi 20 Pln ama 'Etnografya'ya gelene kadar görmemiz gereken bir sürü yer vardı.
Varşova'daki iki Augsburg Protestan kilisesinden biridir. Szymon Bogumił Zug tarafından tasarlanan, Varşova'nın en büyük kiliselerinden biridir ve yuvarlak tasarımı ile en göze çarpanlardan biridir (Wikipedia).
39- Polonya Ordusu Kilisesi: Eskiden Collegium Nobilium'un (seçkin çocuklar için yatılı bir ortaokul) kilisesiydi ve 19. yüzyılda bir Rus Ortodoks kilisesine dönüştü. Şu anda Varşova'daki tüm büyük askeri dini bayramlar burada yapılıyor (Wikipedia).
42- Varşova Getto Duvarı: Vallahi burayı bulmak için epey uğraştık, neyse ki son günün gecesinde bulabildik. Kültür ve Bilim Sarayı'na oldukça yakın. Binanın geniş meydanından ana şehre değil tam tersi istikamette bir blok Zlota Caddesi'nden geçiyorsunuz. Duvar binalarının arasında. Geçmişe saygı dedik ve gittik gördük.
16 Kasım 1940'tan sonra Varşova Gettosu ve kentin "Aryan" kısmı arasındaki sınırı işaretleyen mülkler arasındaki duvar parçaları veya savaş öncesi binaların duvarları. 1940'ta getto duvarının toplam uzunluğu yaklaşık 18 km idi. 2. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra Ghetto Ayaklanması ve Varşova Ayaklanması'ndan sağ kurtulan Yahudi Mahallesi'nin bağımsız duvarları büyük ölçüde yıkıldı. Varşova Gettosu duvarının en iyi bilinen üç kısmı eski küçük gettoda, 55 Sienna ve 62 Złota Caddesi'ndeki kiralık evlerin avlularında ve 11 Waliców Caddesi'nde bulunmaktadır (Wikipedia).
İçi çok sadeydi. Bilim Sarayı'nın orada bulunuyor.
44- Powazki Mezarlığı: Şehirde büyük bir mezarlık var. Bazı şehirlerde olduğu gibi Varşova'da da bu mezarlık görülecek yerler arasında. Ancak çok büyük bir alan, otelimiz yakın olduğu için uğradık, çok görülecek bir şey yoktu.
Açıkçası buranın bir müze olduğunu bilmiyorduk. 2. Dünya Savaşı anısına bir anıt olduğunu düşündük. Bilseydik girerdik, hapishanenin kendisi müzenin olduğu yerin karşısındaki büyük bina.
46- Hala Mirowska: Kapalı bir market. Hızlıca bakıp çıktık.
Bizim gidemediğimiz en önemli yer ise meşhur saraylarından biri olan Wilanow Sarayı. Zamanımız yoktu ne yazık ki ancak görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Başka zamana inşallah, şehir merkezinden biraz uzakta kalıyordu. Girişi; parkı 7 Pln, sarayı 25 Pln. olmak üzere toplam 32 Pln. İnternet sitesinde 'mutlaka biletinizi önceden alın' diyordu, eğer diyorsa kesin öyledir, bu ülkeden aklımızda kalan en önemli şey bu tarz yerleri önceden ayarlamadığımız için giremediğimiz oldu. (https://www.wilanow-palac.pl/ticket_booking.html)
Diğer görmek istediğimiz ama göremediğimiz yer ise Bilim Sarayı'nın oradaki Fotoplastikon oldu. Çok orijinal bir müze olduğunu düşündük ama her gittiğimizde kapanış saatini kaçırmıştık. Fırsatınız olursa görmenizi öneririm, bu tarz değişik müzeler her yerde bulunmuyor. Girişi 6 Pln.
1905'ten beri aynı yerde faaliyet gösteren, orijinal konumunda hala faaliyet gösteren Avrupa'nın en eski stereoskopik tiyatrosudur (Wikipedia).
Şehri bitirdikten sonra havalimanına taksiyle gittik çünkü şehir merkezine yakın. Taksi çok tutmuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder