Odessa canlı ve güzel bir şehir. Yaz sezonunda gitmiş olmamızın da etkisi vardır muhakkak. Ancak çok zaman ayırmanıza gerek yok. 1-1,5 gün yeterli olacaktır.
Odessa'da gördüğümüz yerler şu şekilde;
1- Opera ve Bale Salonu: Şehrin en önemli simgesi burası sanırız. Dışı da içi de çok etkileyici. Bu bölgeler için sanatın mabedi desek yanlış olmaz, o nedenle görmenizi öneririz hatta bir gösteri izlemek harika olacaktır. Gösteri izlemenin yanı sıra burayı turla gezebiliyorsunuz. Çocukla opera izleyemeyeceğimiz için turu tercih ettik. Belirli saatlerde gruplar halinde içeri alıyorlar, bu yüzden sabah gidip en erken bulabildiğimiz saate kişi başı 150 Uah'a bir saatlik tur biletimizi aldık, daha ucuz fiyatlara gösteri biletleri var ama neyse artık:( Bu arada opera binasına girişte 'Dress Code' var, bilginize.
İlk opera binası 1810'da açıldı ve 1873'te yangınla yıkıldı. Modern bina, Fellner & Helmer tarafından neo-barok (Viyana Barok) tarzında inşa edildi ve 1887'de açıldı. Lüks seyirci salonunun mimarisi, geç Fransız rokoko tarzındadır. At nalı tasarımlı salonun benzersiz akustiği, sanatçıların sahneden fısıltı kadar düşük bir ses tonunu salonun herhangi bir yerine iletmelerini sağlar (Wikipedia).
Hemen yanında güzel bir fıskiyesi olan park bulunuyor. Öbür yanında da Royal Garden adında bir park var.
Bu cadde üzerinde bulunan Şehir Parkı diğer önemli noktalardan. Özellikle bu parkın girişinde Leonid Utiosov (bankta oturan bir adam, Odesalı sanatçı) ve Ilf and Petrov (bir sandalye, 12. Sandalye Romanı'ndan) anıtları var. Vallahi burada fotoğraf çektirmek için resmen upuzun bir kuyruk vardı. Demek ki önemli bir simgesi diye düşündük.
6- Odessa City Hall: Sade ve güzel bir bina. Ama burada en çok hoşumuza giden; binanın önündeki meydanda bir çiftin paten gösterisine şahit olmamızdı. Çok hoş bir andı. Ayrıca bir çok atraksiyonu etrafında barındıran Prymorski Bulvarı'nın da başlangıç noktası, bu bulvar ağaçlı güzel bir yürüme yolu ve limanı tepeden izleme fırsatı sunuyor.
8- Western and Eastern Art Müzesi: Güzel bir müzeydi, çok keyif aldık. Görmenizi öneririz. Bu arada kızımız müzeye girmek istemediği için sırayla girdik, görevliler bilete herhangi bir müdahalede bulunmadıkları için aynı bileti kullandık. Yani 2 kişi tek bilet ile müzeyi gezdik. Doğru mu değil elbet ama kurlar utansın ne diyelim:( Girişi 40 Uah.
9- Sanat Müzesi: Ulaşmamız biraz zor oldu çünkü yollar inşaat nedeniyle yürünemez durumdaydı. Zar zor müzeye gelebildik, gayet güzel bir müzeydi. Girişi 70 Uah.
10- Odessa Yerel Tarih Müzesi: Şehrin önemli müzelerinden biri. Güzel bir müzeydi, beklediğimizden çok daha iyiydi açıkçası. Girişi 35 Uah.
12- Privoz Market ve Novyi Bazar: Odessa'da güzel pazarlar var. Hem de inanılmaz geniş bir alanda hizmet veriyorlar. Biz çok beğendik. Zamanınız varsa mutlaka bir uğrayın deriz. Hatırlatmak isterim, bu iki pazar birbirine biraz mesafeli, ama çok uzak değil.
15- Dormition Kilisesi: Rengarenk kubbelere sahip dikkat çekici bir Ortodoks kilisesi. İç mimari de son derece ağır.
Binalar 1827-1830 yılları arasında Odessa bölgesinin vali generallerinden Rus Prensi Mikhail Semyonovich Vorontsov için Sardunyalı mimar Francesco Boffo tarafından inşa edildi. Saray, daha önce Türk Hajibey kalesinin bulunduğu yere inşa edilmiştir (Wikipedia).
18- Flat House Wall: Burasını okuduğumuz bloglardan öğrendik. Bu bina belirli bir açıdan bakıldığında arkası yokmuş gibi görünüyor. Yani mutlaka görün diyemeyiz ancak biz görmeden rahat edemedik:) Bazı yerlerde Cadı Evi olarak da adı geçiyor.
19- Küçük Eski Odessa Meydanı: Vorontsov Sarayı'nı geçtikten sonra iki tepeyi birine bağlayan Tioschin Köprüsü'nden geçerek ufak eski bir meydana geliyorsunuz. Meydanda ilk dikkati çeken kalp şeklinde zincirlerden yapılmış bir anıt ve ufacık bir köprü.
20- Portakal Heykeli: Aslında kolay bir yerde olmasına rağmen heykeli bulmak için bayağı uğraştık açıkçası. Yukarıda bahsettiğimiz eski meydanın devamında yer alan değişik bir heykeldi. Okuduğumuz bloglardan anladığımız kadarıyla, liman inşaatını portakal ticareti sayesinde tamamlamışlar, onun yüzü suyu hürmetine böyle bir heykel yapmışlar.
21- Duc De Richelieu Heykeli: Turistik noktalardan biri olan bu heykel Potemkin Merdivenleri'nin başında yer alıyor.
Bu heykelin bulunduğu meydandan yukarı doğru ilerlediğinizde bir güzel meydan daha bulunuyor. Ortasında ise Catherine II'nin heykeli var. Evler ile beraber güzel bir kompozisyon sunuyor.
22- Halk Kütüphanesi: Gösterişli bir bina ancak içerisini görmedik.
26- Al-Salam Cami: Şehirdeki Müslüman topluluğun kullanabileceği güzel bir cami.
2001 yılında açılmış (Wikipedia).
Dönerken hava limanına taksi tuttuk, pazarlıkla gayet uyguna gidilebiliyor. Ama boşluğuma geldi ve online check-in imi yaptıramadım, daha doğrusu site hata verdi ve orada hallederim dedim ama bu kararım sonucunda Ryan Air'den kötü bir kazık yemiş oldum. 150 € check-in parası aldılar. Siz siz olun boşluğunuza gelmesin, masalarda check-in açılmadan önce halledin işinizi, bilet kadar para ödedim, bir de üstüne üstlük sinirimden yanlış yerde sigara içtim ve polis bürosuna çekti beni, Allah'tan acıdı da herhalde kesmedi ceza. Maceralı bir kapanış seremonisi oldu.
27- Plajlar: Tabii şehirdeki en önemli unsurlardan biri plajlar. Maalesef bizim zamanımız olmadığından gitmedik. Lanzehorn plajı yakın olduğu için gittik, şöyle bir baktık, sitelerde en çok Arcadia plajından bahsediyorlar, partiler falan oluyormuş ama fikrimiz yok.
28- Katakomblar: Gene çok zamanı olanlar için şehir dışında bulunan yer altı mezarları. Buraya turla falan gitmek gerekiyor herhalde. Detaylı bilgiyi buradan bulabilirsiniz; https://edition.cnn.com/travel/article/odessa-catacombs-ukraine/index.html
Bizim gitmediğimiz Yeraltının Gizi, Kaçakçılık, Çikolata, Konyak, Kahraman Savunma, Bleschunov ve Yahudi Müzeleri'nin dışında Privoz'un karşısındaki Hayvanat Bahçesi ve Lanzehorn plajındaki Yunus Gösterisi Merkezi ve Odessa Sirki tercihlere göre gidilebilecek diğer yerler. Bizim zamanımız her zamanki gibi hepsini yapmaya uygun değildi, gerek de yok zaten.
Dönerken hava limanına taksi tuttuk, pazarlıkla gayet uyguna gidilebiliyor. Ama boşluğuma geldi ve online check-in imi yaptıramadım, daha doğrusu site hata verdi ve orada hallederim dedim ama bu kararım sonucunda Ryan Air'den kötü bir kazık yemiş oldum. 150 € check-in parası aldılar. Siz siz olun boşluğunuza gelmesin, masalarda check-in açılmadan önce halledin işinizi, bilet kadar para ödedim, bir de üstüne üstlük sinirimden yanlış yerde sigara içtim ve polis bürosuna çekti beni, Allah'tan acıdı da herhalde kesmedi ceza. Maceralı bir kapanış seremonisi oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder