17 Haziran 2019 Pazartesi

Heidelberg

Bonn'dan sonraki durağımız Heidelberg oldu. Tren ile kişi başı 60 €'ya buraya geldik. Eğer önceden almasaydık bilet fiyatı 100 Euro'ların üstüne çıkmıştı. Heidelberg Romantik Yol güzergahında sayılmıyor. Ancak nasıl sayılmıyor inanın anlamadık. Çünkü gerçekten çok güzel bir şehir. Eğer siz de bu turu yapmaya niyetlenirseniz mutlaka bu güzel şehri de ekleyin. Pişman olmazsınız.

Heidelberg, Güneybatı Almanya'da yer alan bir şehirdir. 1386'da kurulup Almanya'nın en eski üniversitesi olma vasfını taşıyan Heidelberg Üniversitesi bu şehirdedir. Şehri ikiye bölen Neckar nehri ve sarayı ile birlikte tablo güzelliğinde olan kent aynı zamanda Almanya'nın en romantik kenti (Wege der Romantik) diye de anılmaktadır. Bugün şehir nüfusunun çoğunluğunu öğrenciler oluşturmaktadır. Heidelberg, Mannheim'dan yaklaşık 15 dakika kadar bir uzaklıkta yer alır. Aynı zamanda kentin adıyla da anılan matbaa ve baskı makineleri ünlüdür (Vikipedi).

Tren istasyonundan çıkınca S-Printing Horse adlı değişik bir sanat eseri bizi karşıladı.


Sahil kenarından yürüyerek şehir merkezine doğru ilerledik. İnsanlar Neckarwiese adlı parkta oturmuş keyifli zaman geçiriyordu. Şehrin güzelliği yavaş yavaş bizi etkisi altına almaya başlamıştı.



Bavullarımızı bırakıp kendimizi hemen sokaklara attık. Sokaklar çok güzel, Hauptstrasse'de keyifli bir yürüyüş yaptık.



Sonrasında karşımıza Kurpfalzisches Müzesi çıktı. Okuduğumuz kadarıyla sanat ve arkeoloji müzesiymiş. Gezmedik, girişi 3€ imiş.


Jesuit Kilisesi karşımıza çıkan diğer önemli yapı. Oldukça sade bir kilise.




Şehrin ana meydanı Marktplatz, küçük ama çok sevimli bir meydan.



Diğer önemli kiliseleri Church of the Holy Spirit.

Kiliseden ilk olarak 1239'dan kalma el yazmalarında bahsediliyor. Kilisenin temelleri, daha da eski olan bir kilisenin yerine yapılan geç Romanesk bazilika alanına 1398'de atılmış. Böylelikle şu anki kilise aynı alandaki 3. sakral bina (Wikipedia).




ve St. Peter's Kilisesi...

St. Peter's Kilisesi Heidelberg'deki en eski kilise ve 12. yüzyıl döneminde inşa edilmiş, her ne kadar ne zaman inşa edildiğine dair dokümantasyon olmasa da (https://www.tourism-heidelberg.com/explore/historical-sights/churches/st-peters-church/index_eng.html).





Şehirdeki diğer küçük meydanı Kornmarkt...


Şehrin en güzel yapısı ise Heidelberg Kalesi.

Kalenin tarihi neredeyse şehrin kendisi kadar eski. Kalenin ilk kısmı 1300'lerde inşa edilmiş ve Prens Elector Ruprecht III (1398-1410) döneminde krallık konutu olarak kullanılmış. 1764'deki şimşek tarafından yok olmasına kadar, kraliyet konutu olmaya devam etti. 1800'lerde Count Charles de Graimberg kale kalıntılarını koruma görevini alana kadar Heidelberg sakinleri, yeni evler yapmak için kale taşlarını kullandı (https://www.tourism-heidelberg.com/explore/historical-sights/schloss-heidelberg/index_eng.html)

Şehirden görüntüsü son derece etkileyici. Belki de Heidelberg'i bu kadar beğenmemizin en önemli etkenlerinden biri bu kale.


Akşam saat geç olduğu için (yaklaşık 19.00 gibi) kaleye çıkma işini ertesi sabaha bırakmıştık. Kaleye çıkar, filozoflar yolundan yürür oradan da trene atlar gideriz demiştik. Kaleye fünikülerle çıkılabiliyor. Biz de o bölgelere gidip biraz bakalım dedik. Füniküler kapalıydı tabii. Ancak fark ettik ki insanlar yürüyerek kaleye doğru gidiyorlardır. Kapalıdır diye düşündük ama millet yürüyünce de içimize bir kurt düştü, acaba açık olabilir mi diye düşündük. İnenlerden birine sorduk. Kale açık ve kimse bilet falan kesmiyor dedi. Tabii bu durum çok hoşumuza gitti ve hemen yokuştan çıkmaya başladık. Yol çok yorucuydu hele bebek arabasıyla 10 kat daha zor oldu. Ama ücret ödemeden kaleye girmenin mutluluğu paha biçilemez (biz değil kur farkı utansın:). Kale gördüğümüz en güzel kalelerden biri çünkü çok güzel bir işçilik söz konusu. Güvenlik işlevi dışında görsel olarak da oldukça güzel bir kale. Çok beğendik. Ancak bloglarda okuduğumuz kadarıyla kalede gezilecek eczane müzesi ve görülmesi gereken bir fıçı vardı. İşte ücretsiz olunca buralara giremiyorsunuz:) Bizim açımızdan sorun olmadı ama buraları da görelim derseniz biletle girmeniz gerekiyor.
Bu arada kale evet çok güzeldi ama manzara için diyecek bir kelime bulamıyorum. O kadar güzeldi ki.. Zaten burası nasıl Romantik Yol'a dahil olmaz diye düşünmemize neden olan manzara kaleden gördüğümüz bu görüntüydü. Parayla gireceksiniz, giriş 8 €.





Heidelberg'de ilgimiz çok çeken diğer bir yer Öğrenci Hapishanesi oldu. Açıkçası detaylı araştırma yapmadık burayla ilgili ama bloglardan öğrendiğimiz kadarıyla üniversite öğrencileri disiplin suçu işlediklerinde bu hapishanede cezalarını çekerlermiş. Hapishaneye girdiğimizde duvarlardaki yazılar dikkatimizi çekti, çok etkileyiciydi çünkü gençler bol bol tarih atmışlar ve çoğu 1800'lerin sonu 1900'lerin başı. Kafamızda o dönemi canlandırarak gezdik, belki de o yüzden burası bizi çok etkiledi. Girişi 3€.



Kale gibi şehre güzellik katan diğer yapı Eski Köprü ve girişi Brückentor. Şehirle bütünleşmiş köprü çok güzel.

Neckar kumtaşından yapılan ve bölgedeki 9. inşa olan köprü 1788'de Elector Charles Theodore tarafından inşa edildi. Heidelberg'deki en bilinen kent simgelerinden ve turistlik bölgelerden biri (Wikipedia).


Kalenin bulunduğu taraftan köprü ile karşı tarafa geçip, yokuşu takip ederseniz meşhur Filozoflar Yolu'na ulaşıyorsunuz. Yol çok güzel, yemyeşil. Şehrin bu tarafından da manzara başka güzel.

Heidelberg Üniversitesi profesörleri ve filozofları Neckar'ın etkileyici manzarasının keyfini çıkarırken, ciddi bir şekilde konuşabilecekleri ve düşünüp taşınabilecekleri bu yeri uygun buldular (https://www.heidelberg-marketing.de/en/experience/sights/philosophenweg.html).

Buradan daha içerilere doğru devam ederseniz Heiligenberg'e ulaşabilirsiniz. Biz tercih etmedik. Bunun dışında hayvanat bahçesi ve şehrin dışındaki Schwetzingen Kalesi tercih etmediğimiz diğer yerler oldu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder