5 Aralık 2017 Salı

Bled

Slovenya doğal güzellikleri ile ön plana çıkan bir ülke. Bu nedenle beklentilerimiz çok yüksekti ve bizi bu konuda hiç yanıltmadı. Hem Bled hem başkent Ljubljana çok güzeldi, bu ülkeyi planlarınıza dahil ederseniz pişman olmazsınız.

Bled Slovenya'da ilk durağımız oldu, burada 1 gece konaklayıp Ljubljana'ya geçtik. Havaalanı ve Bled arasında yaklaşık 35-40 dakikalık bir yol var, biz de taksinin pahalı olacağını düşündüğümüz için otobüs ile gitmeyi planlamıştık. Ancak bir süre beklememize rağmen otobüs gelmedi. Küçük kızımız olduğu için daha uzun bir süre bekleyemedik. Taksiyle ulaşım için yanımıza gelen tur yetkililerinden biri fiyatı iyice düşürdü ve otobüsle gidişten biraz daha fazla bir paraya güzel bir araba ile Bled'e vardık. Otobüsle gitmek isterseniz Kranj'tan aktarmalı kişi başı toplam 5,40 €'ya gidiyorsunuz. Bavullarımızı otele bıraktıktan sonra meşhur gölü görmek için hemen dışarı çıktık. Otelimiz merkezdeydi, zaten Bled çok küçük bir yer ve otellerin çoğu merkezde. Ancak şunu söylemekte fayda var; Bled akşamları çok sakin, 1-2 yerden müzik sesi geliyordu, yani yapılabilecek pek bir şey yok ve ayrıca oteller çok pahalı; o nedenle konaklama yerine günübirlik gelip gezerseniz çok daha iyi olur, 1 gün Bled için rahat rahat yeter...

Otelden çıktık ve göle doğru yürümeye başladık. İşte resimlerde gördüğümüz manzara karşımızdaydı. Harika bir yer. Tam bir cennet...Bakmaya doyamıyor insan...
Sahilde kişi başı 12 €'ya kürekli tekneler ile gölün ortasındaki Bled Adası'na gidebiliyorsunuz. Orada takılmanız için 40-45 dakika süre veriliyor. Bizim için bu süre yeterli oldu. Adada yer alan Assumption Kilisesi'ni de 6 € ücret karşılığı kulesi ile beraber gezebiliyorsunuz.

9. yüzyıldan beri burada bir kilise olsa da, yaklaşık 17. yüzyılın sonunda bugünkü şekliyle inşa edilmiştir. Kilise 52 metrelik kuleye sahiptir ve binaya kadar uzanan 99 taş basamaklı 1655 yılından kalma Barok merdivenler vardır. Kilise Slovenya'nın en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden biridir ve burada düzenli olarak düğünler yapılır. Ana atraksiyonu dileğinizin gerçekleşmesi için çanı 3 kere çalmak. Ama bir kural var; sadece 1 dilek hakkınız var  (https://travelslovenia.org/church-of-the-assumption-of-mary-bled/).

Çok ilginç bir kilise değil ama yukarıda da yazıldığı gibi kilisenin içerisinde yukarıdan uzanan bir ip var ve bu ipi salladığınızda çanın çalmasını sağlıyorsunuz. Bu güzel bir deneyim açıkçası:) Sonra aynı tekneyle karaya geri dönüyorsunuz.




Ada turumuzu yaptıktan sonra sıra Bled Kalesi'ne gelmişti. Kaleye çıkarken yol üstüne St. Martin Kilise'ni göreceksiniz. Hızlıca gezip yolumuza devam ettik.


Bled Kalesi'ne çıkış zorlu ama size olağanüstü bir manzara sunuyor. Tepede bulunan bu güzel kaleye mutlaka çıkmalısınız. Manzara şu an bile gözümün önünden gitmiyor. Nasıl bir güzellik...


Kalenin içini gezebiliyorsunuz, bunun yanında kilise, basım evi, şarap mahzeni gibi küçük müzeler ve restaurant var. Uzun zaman burada kalabilir ve manzaranın keyfini çıkartabilirsiniz. Kaleye giriş kişi başı 11 €.



Kaleden sonra gölün çevresini yürüyerek gezdik, 1-2 saat kadar sürüyor ama inanılmaz keyifli bir parkur. Yürüyüşe başladığımızda hava güneşliydi ancak yürüyüş esnasında yağmur başladı. Tabii bu durum göle girmemize engel olmadı, gölde yüzme keyfimizi de arada yapmış olduk. Gölde yüzmek için gölün arka tarafınıza geçmeniz gerekiyor. Gezerken aynı zamanda Tito'nun yazlık evini görebilirsiniz.




Yukarıda da belirttiğimiz gibi akşam çok sakin bir yer. Birkaç canlı müzik yapan yer, ufak bir iki bar ve casinosu var. Çoğunlukla yaptığımız gibi burada da bara gidip, bir şeyler içip, sonrasında casinosuna uğradım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder