14 Şubat 2018 Çarşamba

Sevilla

Endülüs seyahati bizim için gecikmiş bir gezi oldu. Daha önce İspanya'ya gitmiştik ama aşağıya inmemiştik. Bir ara arkadaşlarımız oralarda çektikleri fotoğrafları göstermişlerdi. Bölgenin güzel olduğunu biliyorduk ama fotoğraflar bizi bayağı etkilemişti. Konuya vakıf kişiler bu gezinin Haziran ayına denk gelmesi nedeniyle sıcakla ilgili sorun yaşayabileceğimizi söylediler. Haklılardı ne yazık ki:) Özellikle Sevilla bizi mahvetti desek yalan olmaz, hasta bile etti maalesef. Şehir güzel mi güzel ama bu kadar sıcakta dünyanın en güzel şehri bile insanı kendinden soğutur. Diğer şehirler bu kadar kötü değildi neyse ki. Zamanında sıcak hava nedeniyle 4 şehirde de sokakları çok dar planlamışlar, son derece mantıklı, bu sayede gölgede gezilebiliyor. Bir de sokaklara tente çekmişlerdi. Bu da gölge oluşturuyor. Bu sayede biraz olsun nefes alınabiliyor.
Sokaklarının yanında evlerin avluları da ilgimizi hayli çekti, çok otantik geldi bize. Rengarenk seramik kaplamaları, sütunları ve çiçekleri ile bakabildiğimiz her avluya şöyle bir baktık.


Sevilla'ya Lizbon'dan uçakla geçtik. Çocukla kolay olsun diye maalesef bu yolu tercih ettik ama çok pahalıydı, yoksa önce trenle Portekizin güneyindeki Faro'ya trenle geçer, burada bir gün kalıp 4-5 saat otobüs yolculuğuyla daha ucuza Sevilla'ya gelebilirdik. Hem de bir yer daha görmüş olurduk.

Bizim gözümüzden Sevilla;

1- Alcazar Sarayı: İspanya'nın Sevilla şehrinde yer alan orijinal olarak Moro kökenli Müslüman krallar için inşa edilmiş bir kraliyet sarayıdır. İspanya'da ve İber Yarımadası'nda halen ayakta kalan Müdeccen mimari stile sahip en güzel ve etkileyici yapı olarak kabul edilmektedir. Sarayın üst katları halen kraliyet ailesi tarafından kullanılmakta olup Patrimonio Nacional adlı ulusal bir kurum tarafından işletilmektedir. Dünyada halen kullanılan kraliyet sarayları arasında en eskisi olan Alcazar, Sevilla UNESCO tarafından 1987 yılında Sevilla Katedrali ve Batı Hint Adaları Genel Arşivi ile birlikte Dünya Mirası ilan edildi (Vikipedi).
Sevilla'nın olmazsa olmazı. Gerçekten çok güzel bir saray. El Hamra ile karşılaştırmak yersiz, adamlar o kadar yapmış, görüp keyfini çıkarmalı. Giriş 9.5 €.



2- Sevilla Katedrali: Roma Katolik katedralidir. Dünyanın en büyük gotik kilisesi ve en büyük üçüncü kilisesidir. 1987 yılında UNESCO tarafından Alcazar ve Batı Hint Adaları Genel Arşivi yapıları ile birlikte Dünya Mirası ilan edilmiştir. Bu katedral aynı zamanda Kristof Kolomb'un gömüldüğü yer olması nedeniyle özel bir öneme sahiptir (Vikipedi).
Sevilla denilince Alcazar Sarayı ve bu katedral hep ilk sırada çıkıyordu. Resimlerden haşmeti biraz anlaşılsa da insan görünce gerçekten diğer katedrallerden farklı bir yapı ile karşı karşıya olduğunu anlıyor. Öncelikle çok çok büyük bir katedral. Dış cephe inanılmaz görkemli ama iç yapı da dış cepheden aşağı kalır değil. Uzun süre katedralde zaman geçirdiğimizi söylemeliyiz. Çok beğendik. En ilgi çekici eseri altın ve ahşap işlemeleriyle Hz. İsa ve Hz. Meryem'in 45 farklı hikayesini anlatan 'Capilla Mayor' diye geçen altar eseriydi. Detaylı bilgi için bakabilirsiniz; https://tr.theplanetsworld.com/2145-cathedral-e-and-sevcat-tr
Katedralin içinde yer alan Giralda çan kulesine de çıkmanızı öneririz. Güzel bir Sevilla manzarası sizi bekliyor olacak. Giriş 9 €.





3- Plaza de Espana: 1924-1929 yılları arasında İber-Amerikan Exposu için inşa edilmiştir (Vikipedi).
Çok gösterişli bir yer. Çok beğendik. Bir de itiraf etmek gerekirse sıcaktan kaçıp gölgede dinlenebileceğimiz bir yer oldu.


4- Torre Del Oro: Askeri gözetleme kulesidir. 13. yüzyılın ilk üç ayında inşa edilen kule Ortaçağ'da hapishane olarak hizmet etti (Wikipedia).
Şehir merkezinin uzağında olması ve uzun olmamasından dolayı içine girmedik, yalnızca dışarıdan fotoğraf çektik. Girmek isterseniz 3 €. Biraz daha ilerisinde bugün için devlet sarayı olarak kullanılan San Telmo Sarayı'nı da görebilirsiniz.


5- Maria Luisa Park: Plaza de Espana'nın yanındaki, şehrin en önemli parkı. Parklarda nefes almayı, çocuğumuzu oynatmayı sevdiğimiz için buraya da zaman ayırdık.


6- Boğa Güreşi Alanı: Biz gittiğimizde boğa güreşi olmadığı için giremedik. Genelde olay 18.30'da başlıyor. Aslına bakarsanız iyi de oldu, çok da gerekli bir şey değil. Yalnızca dışarıdan fotoğraf çekip yolumuza devam ettik.


7- Metropol Parasol: Mimari açıdan etkileyici bir yapı. Detaylı bilgiye http://www.ekoyapidergisi.org/366-sehrin-merkezinde-dev-ahsap-semsiye-metropol-parasol.html sitesinden ulaşabilirsiniz.


8- Güzel Sanatlar Müzesi: Çok güzel bir müze. Ağırlıklı olarak İspanyol ressamların koleksiyonunu barındırıyor. Gezmenizi tavsiye ederiz. Giriş 1.5 €



9- Santa Cruz: Sevilla'nın merkezinde bulunan bu bölge dar sokakları ve tatlı evleriyle eski bir Yahudi mahallesi. Bu şehrin en önemli atraksiyonlarından biri de zaten merkezdeki sokaklarda yürümek. İçine girmedik ama Hospital de Venerables Sacerdotes de bu bölgedeki görülebilir yerlerden biri. Buradaki Reinoso Sokağı'na da bloglardan okuduğumuz kadarı ile 'Öpücük Sokağı' deniyormuş ama pek de bir şey ummayın derim, bildiğiniz sokak işte.
Ayrıca Flamenko'nun doğum yerlerinden biri olan Sevilla'da 3-4 tane başarılı mekan bulunmakta. Bunlardan bir tanesi de gene bu bölgedeki en eskilerden biri olan Los Gallos.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder