14 Nisan 2013 Pazar

Paris

ve PARİS....

Mart 2011'de 4 günlüğüne Paris'e gittik. Yeterli mi derseniz gezme temponuza bağlı diyebilirim, tabii gönül ister bol bol zamanımız olsun ama zaman kısıtlı olunca bayağı bir koşturmacalı seyahat oluyor. Zor mu evet zor ama bir o kadar da keyifli, şimdi Paris ile ilgili bir yazı okuduğumuzda her yeri gördüğümüzü ve gezdiğimizi farkediyoruz, büyük bir haz gerçekten :)

Paris için yorumumuz şu oldu: Paris gerçekten yaşanılası ve çok etkileyici bir şehir, şansımıza hava da güzeldi, çok soğuk olmasını bekledik ama değildi, şanslıydık sanırım. Parislilerin ukala olduğu ve şehrin pis olduğu yönünde çok yorum duyduk, ama açıkçası biz Parislileri ukala bulmadık, şehir de pis değil evet metrolarda garip bir koku var ama bunun nedeni geceleri evsizlerin metro istasyonlarında uyumaları, ancak hiç kimse olay çıkarmıyor ve halk da gece metroda konaklayan evsizlerden rahatsız olmuyor.

Gezimiz öncesinde National Geographic Travel'ın Paris kitabını arkadaşımızdan aldık, hangi ülkeyi anlatırsa anlatsın National Geographic Travel'ı bulduğunuzda almanızı tavsiye ederim, mutlaka bir gün işinize yarar:) Biz de kitabımızdan fazlasıyla yararlandık.

Gezilecek yerlere geçmeden önce Paris Museum Pass Card aldığımızı söylememiz lazım, eğer müzeleri gezmek istiyorsanız, almanızı tavsiye ederiz. Pass Card için 2 kişi toplamda 141 Euro ödedik. Pass Card'lar arasındaki başarılı ve kazandıran kartlardan bir tanesi olduğunu düşünüyoruz.

Artık nereler gezilmeli, neler yapılmalı kısmına geçebiliriz..

Bizim gözümüzden Paris:

1- Eyfel Kulesi: Tabii olmazsa olmaz..Açıkçası bu yapıyı sevdik, kimilerine göre metal yığını olarak da isimlendiriliyor. Kuleye çıkış için biraz sıra beklemek gerekiyor, biz kışın gittiğimiz için çok sorun olmadı ama yazın çok sıra oluyormuş, bilginiz olsun. Ben ilk kata kadar çıktım eşim de en üst kata çıktı ama kendisi google earth den bakıyormuş hissiyatı yaşadığını söyledi, çok da lazım değilmiş, gene de bu kadar yüksek bir yere bir daha çıkamayabilirsiniz. İlk kat için ücret 8,10 Euro, en üst kat ise 13,10 Euro. Benim bulunduğum 1. kat da gayet başarılı ve yeterli sanırım. Manzara çok güzel, bir şehrin nasıl bu kadar güzel planlandığına hayret ediyorsunuz, seyahate çıkmadan önce okuduğumuz bilgiler arasında şehir planlama konusunda da bilgiler vardı. Gerçekten Fransa bu konuda harika bir iş çıkarmış. Yani sonuç olarak Eyfel is a must.


2- Şanzelize Caddesi ve Zafer Takı ( Arc De Triomphe): Burası da Eyfel gibi yani olmazsa olmaz, güzel mi evet çok güzel, mağazalar, cafeler vs. çok hareketli ve eğlenceli, ancak bulvar çok geniş. Biz bu caddeden yalnızca 1 kere yürüdük o da adet yerini bulsun diye, Şanzelize'de Fouqet's adlı cafede oturduk ve o cafenin resmi şimdi bizim evimizin duvarını süslüyor, gerçekten keyifli. Ayrıca bulvarın başında Zafer Takı var, oraya da çıktık, manzara güzel tavsiye ederim.
Zafer Takı'nın bulunduğu alan Charles de Gaulle Meydanı, burası çok geniş bir kavşak, 12 tane yol bu kavşaktan dağılıyor. Bu tak bir anıt aslında, takın altında 1. Dünya Savaşı'nda ölen Fransız askerler için meçhul asker mezarı bulunmakta. Mezarın üstünde bulunan alev 1923'den beri hiç sönmemiş, bu ateş her akşam saat 18:30'da tazeleniyor (Vikipedi).
Zafer Takı Pass Card'a ücretsiz.




3- Seine Nehri: Bence mutlaka bu güzel nehirde bir bot turu yapmalısınız çünkü Paris'in coğrafi yerleşimi hakikaten ilginç, tekne turu ile hem her iki yakayı da görüyorsunuz hem de yerleşimi daha iyi kavrıyorsunuz.


4- Montmartre Tepesi  ve Sacre Coeur Kilisesi: Montmarte tepesi Paris'de görebileceğiniz en yüksek tepe, o yüzden şehri tepeden görmek isterseniz buraya çıkmanız gerekmekte. Ayrıca bu güzel tepede turistlerin portrelerini çizen birçok ressam göreceksiniz. Ressamlar tepesi adlı bu meşhur yerde çok keyifli zaman geçirebilirsiniz. Ve Sacre Coeur Kilisesi.
Bu kilise Fransa'nın en meşhur kiliselerinden biri ve aynı zamanda Notre Dame Katedrali'nden sonra Fransa'da en çok ziyaret edilen kilise (Wikipedia).



5- Notre Dame Kilisesi: Sanırım söylemeye gerek yok, mutlaka görülmeli.
Gotik mimarinin müthiş bir örneğini göreceksiniz. Muhakkak Notre Dame Kamburu aklınıza gelmiştir. 19. yüzyıl başlarında Paris şehir planlamacıları katedralin bakımsızlığından ötürü katedrali yıktırmak istemişlerdir. Ünlü Fransız yazar Victor Hugo halkın ilgisini çekmek için Notre Dame'ın Kamburu adlı romanını yazmıştır. Roman, katedralin kurtarılması için kampanya başlatılmasını sağlayarak katedralin yenilenmesinde büyük rol oynamıştır (Vikipedi).
Pass Card'a ücretsiz.



6- Louvre Müzesi: Bu meşhur müze dünya çapında büyük bir üne sahip. Biz zaman nedeniyle 2-3 saat içinde hızlandırılmış bir tur yaptık. Tabii az bir kısmını görebildik ama müzenin büyüklüğünü idrak edince zaten hepsini dolaşmanın pek mümkün olmadığını fark ediyorsunuz. Çok önemli ressamların ve heykeltraşların eserlerini görebilirsiniz. Leonardo Da Vinci'nin Mona Lisa tablosu da bu müzede yer alıyor. Japon turistlerden fırsat bulabilirseniz resim çekebiliyorsunuz ama biz bayağı beklemek durumunda kaldık çünkü yaklaşık 15 dakika resmin karşısından ayrılmıyorlar:) Müze Pass Card'a ücretsiz. Sizde bizim gibi gündüzünüzü müzeye harcamak istemezseniz Çarşamba ve Cuma'ları 21.45'e kadar açık olduğunu unutmayın.



7- Versay Sarayı:  Gösterişli ve güzel bir saray, Paris merkezden 15-20 dakika uzaklıkta, Versay Sarayı'nın Aynalı Salon'u meşhur olup, Almanya'nın kuruluş ilanı ve Birinci Cihan Harbi'nde Almanya'nın mağlubiyeti kabulü antlaşması burada imzalanmıştır
(http://www.ansiklopedim.com/detay/7560/Versailles-versay--Sarayi.html).




8- Les Invalides: Burası büyük bir askeri müze, çok eski zamanlardan günümüze kadar askeri silahlar, üniformalar, araç gereçler yani savaşta kullanılan hemen hemen her malzemeyi bu müzede görebilirsiniz. Arka tarafında Napoleon Bonaparte'ın mezarının da bulunduğu altın yaldızlı kubbeli kilisesi bulunuyor. Pass Card'a ücretsiz.


9- Pantheon: Pantheon aslında kilise olarak inşa edilmiş ancak Fransız Devrimi'nden sonra önemli entelektüellerin gömüldüğü bir anıt mezar halini almış (Wikipedia).
Voltaire, Victor Hugo, Emile Zola ve Alexandre Dumas gibi birçok ünlü ismin mezarları burada bulunuyor. Pass Card'a ücretsiz.



10- Hotel De Ville:  Paris'in en eski yapılarından bir tanesi olup, 1357 yılından beri kentin yönetimi bu binada gerçekleştirilmektedir (Vikipedi).
Biz yalnızca dışından inceleyebildik, içeriye girilip girilmediğine emin değilim, şansınızı denemek iyi olabilir.


11- Conciergerie: Burası ilk yapıldığında saray olarak kullanılmış ancak daha sonra hapishane olarak kullanılmaya başlanmış (Wikipedia).
Açıkçası etkileyici bir yer, ayrıca cansız mankenler kullanılarak o dönem yansıtılmış. Pass Card'a ücretsiz.


12- Concorde Meydanı: Bu meydan Paris'in en meşhur meydanlarından biri. İç açıcı bir tarihi yok, birçok kişi bu meydanda giyotin ile idam edilmiş (kişileri Vikipedi'de bulabilirsiniz), bunu düşünmeden baktığınızda meydan çok güzel, çevresindeki binalar da harika.


13- Pompidou:  Dünyadaki en meşhur modern sanat müzelerinden biri de Pompidou. Çok büyük bir yapı, dış mimarisi çok farklı, bina şeffaf ve etrafında ve içeride renk renk boruları görüyorsunuz. Eserler çok güzel, eğer modern sanata ilgili iseniz mutlaka görmenizi öneririz. Pass Card'a ücretsiz.



14- Orsay Müzesi: Her yerde göremeyeceğiniz farklı bir müze. Nehrin hemen yanında yer alıyor. Eskiden tren garı olarak kullanılan bu alan şimdi müze olarak faaliyette. Çok önemli heykel ve resimleri müzede görebilirsiniz. Giriş normalde kişi başı 11 Euro ancak Pass Card'a ücretsiz. Maalesef fotoğraf çekmek yasaktı o nedenle güzel fotoğraflar çekemedik.


15- Palais Garnier: Okuduğumuz kadarıyla dünyanın en meşhur opera binalarından biri Palais Garnier. Bina turistlerin çok ilgisini çekmekte.
Bunun nedenlerinde biri de meşhur Phantom of the Opera romanının, sonraki film uyarlamalarının ve müzikalinin geçtiği yer olması (Wikipedia).
Bir program yakalayıp izlemekte fayda var.


16- Pont Neuf: Seine nehri üzerinde birçok köprü yer alıyor ancak modern görünüşe sahip olan ama görünüşünün aksine köprüler arasında en eski olan köprüdür Pont Neuf (Wikipedia).


17- Sainte Chapelle: Mutlaka görülmesi gereken bir chapel, 2 kattan oluşuyor, alt kısmı sade, kralın eşyalarının saklanması için inşa edilmiş (Wikipedia).
Üst kısım ise çok güzel gotik mimariye sahip ve üst kata çıktığınızda bir anlık şaşkınlık yaşayacaksınız çünkü camlar ve mimari inanılmaz etkileyici ve çok güzel. Pass Card'a ücretsiz.


18- Lüksemburg Bahçesi: Paris'in en meşhur parkı. Biz gittiğimizde mevsim nedeniyle çok yeşillik göremedik ama ona rağmen çok huzurlu bir yer, yazın veya baharda eminim çok daha güzeldir.


19- Saint Michel: Bizce Paris'in asıl merkezi burası. Mutlaka yolunuz düşecektir.


20- Place de Vendome: Paris'in diğer önemli meydanlarından biri.
Meydanın tam ortasında bir sütun yer alıyor, bu sütun Napolyon tarafından bu alana yerleştirilmiş (Wikipedia).
Meydanın çevresinde çok ünlü oteller yer almakta.


21- Picasso Müzesi: 1985'den beri hizmet veren bu müzede 3000'den fazla Picasso eseri ile Picasso'ya ait sanat koleksiyonu sergileniyor (Wikipedia).
Çok güzel bir müze, biz çok beğendik, özellikle Picasso hayranıysanız kaçırmamanız gerekiyor.

22- Musee Rodin (Rodin Müzesi): Rodin bizim en beğendiğimiz heykeltıraş, o yüzden bu müzede inanılmaz keyif aldık, siz de bu başarılı heykelleri görmek isterseniz uğramanızı öneririm.
Rodin Fransız, Fransa Ulusal Meclisi, koleksiyonlarını devlete bırakan sanatçının anısına Biron Konağı'nı Rodin müzesi yapma kararı almış (Wikipedia).
Pass Card'a ücretsiz.



23- Montparnasse: Otelimizin ve beğendiğimiz kafelerin olduğu bölge. Altında bulunan Galleries Lafayette mağazasının operanın oradaki şubesini görmenizi tavsiye ederim. Burası Vavin metrosu çıkışındaki dünyaca tanınan kafeleri ile meşhur, her akşam mutlaka bu kafelere uğradık,

24- Palais Royal: Louvre'un karşısındaki kraliyet ailesinin bir sarayı. Bahçesinde gezebilir veya oturabilirsiniz. Bu arada bu binanın köşesinde ki "Comedie Française"de de tiyatro izleme şansımız oldu hem de ücretsiz. Olay şu şekilde gelişti; artık akşam olmuştu ve inanılmaz yorgunduk, bir adım daha atabilecek halimiz kalmamıştı. O sırada da tiyatronun ara saatiydi ve herkesin salona girmeye başladığını gördük ve hadi bir deneyelim, belki arada kaynarız dedik, inanılmaz ama gerçekten başardık, çok konforlu bir yer bulamadık ama hem sahneyi görüyor hem de dinleniyorduk. İşin komik tarafı, gözlerimiz kapanıyordu ama komik bir sahne olduğunda herkes kahkaha ile gülerken biz de mecburen gülüyorduk. Yani hiç birşey anlamadan bu harika sahnede tiyatro da izlemiş olduk.


25- La Defense: Paris'in ekonomi ve finans merkezi. Şehrin modern yüzü ve gökdelen bölgesi. 'Grande Arch'ı görmek adına uğrayalım dedik.


26- Bastille: Fransız devriminin başladığı yer (detaylı bilgileri araştırmanızı öneririz). Bugün buna dair bir emare bulunmasa da fiyatları daha makul barları ve yemek mekanları ile gençlerin rağbet ettiği diğer bir bölge.


27- Orangerie: Monet'in Nilüferler'inin sergilendiği Tullerie Bahçelerindeki müze.


28- Trocadero Meydanı: Eyfel kulesinden nehrin karşı tarafına baktığınızda göreceğiniz meydan.

29- Cluny Müzesi: Sorbonne Üniversitesinin orada bir ortaçağ müzesi. Binası 15. yüzyıldan kalma olduğu için oldukça otantik. Paris Card'a ücretsiz diye girdik ama gayet başarılıydı, girişi 8 euro.


30- Saint Sulpice Kilisesi: Luxemburg Quarter'da bulunan diğer bir meşhur kilise. Nerede okudum hatırlamıyorum ama Hemingway bunun bahçesinde takılırmış, ne kadar doğrudur bilemeyiz:) Da Vinci Şifresi Paris Meridyeni ya da 'Rose Line'ın bu kiliseden geçtiğini belirtir. Burada bir meridyen çizgisi var ancak sıfır boylam çizgisi (Paris meridyeniyle) bir ilgisi yok. Buradaki meridyen çizgisi kış gündönümü ve paskalyayı belirlemek için kullanılır (http://www.da-vinci-code-paris.com/Saint-Sulpice-Church/). Tüm bu meridyen durumları yüzünden iyice de ünlenmiş. Güzel bir şehir kilisesi.


31- Madeleine Kilisesi: Bu kilise bugünkü şekliyle Napolyon'un ordusunun şanına tapınak olarak tasarlandı (Wikipedia).


32- Moulin Rouge: Filmi ile iyice meşhur olmuş dünyanın en bilinen kabaresi. Önceden rezervasyon yapmak gerekiyor, fiyatları gecesine göre değişse de yemeksiz 100 eurodan başlıyor, yemeklisi (dinner show) 175 eurodan. Oyunlarının adı Feerie, gereksiz pahalı bulduk.


33- Shakespeare and the Company: Saint Michel'de bulunan bu bağımsız kitabevi dünyaca ünlü edebiyatçıların uğrak yeri, hatta Before Sunset adlı filmde gördük bu mekanı. Kitap seviyorsanız, içeride de bir yazar yakalarsınız çok keyif alacağınızı düşünüyoruz.


Sokağa yüzünü dönmüş kafeleri, huzur dolu parkları, sokakları ve pastaneleri.. herkes gibi biz de çok sevdik bu şehri.



Paris Harita:

Paris top tourist attractions map City sightseeting route planner

2 yorum:

  1. Merhaba paris pass card acaba metroyu da kapsıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,

      Paris'te passcard ile ilgili birkaç seçenek var:

      Bunlardan ilki sizin sorduğunuz Paris Pass Card; bu kart diğerlerine göre çok daha pahalı ama hem müzeleri hem de ulaşımı kapsıyor,
      2. seçenek Paris Visite Pass; bu kart yalnızca ulaşımı kapsıyor. 1,2,3, veya 5 günlük sınırsız alabiliyorsunuz,
      3. seçenek de Paris Museum Pass; bu kart da yalnızca müzelere girişi kapsıyor, ulaşım dahil değil.
      http://www.parispass.com/
      http://www.parispass.com/how-it-works/compare-paris-pass.html#.Uq4OwdJdXJg

      Yukarı belirttiğim web sitelerinden detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

      Umarım yardımcı olabilmişimdir:)

      Sil