1 Ocak 2014 Çarşamba

Glasgow

Edinburgh'da 3 gün geçirdikten sonra 1 gün kalmalı Glasgow seyahati planlamıştık. Glasgow'a otobüsle (Scottish City Link) gittik. 2 kişi için 16,60 Pound ödedik. Yol yaklaşık 1,5 saat sürdü. Glasgow'da ilk gün şehri gezdik, 2. günümüzde "Loch Ness, Glencoe and the Highlands" turuna katıldık. Bu turu İstanbul'dan ayarlamıştık. İskoçya'ya gitmişken Highland'e gitmemek olmaz, araç da kiralayabilirsiniz ancak biz trafik ters aktığı için cesaret edemedik, o yüzden bir tur aracılığıyla gezdik. Turun ismi "Scottish Tours". Gezimiz 08:00-19:45 arası sürdü yani tüm gününüzü ayırmanız gerekiyor. Otobüsümüz önce bir gölün yanında durdu, yaklaşık 10 dakika manzaraya bakakaldık, daha sonra yolumuza devam ettik, harika manzaranın keyfini çıkarmamız ve bolca fotoğraf çekmemiz için otobüsümüz belirli yerlerde mola verdi. Daha sonra meşhur Loch Ness gölüne geldik, tercihe göre ya kaleyi gezebiliyorsunuz ya da tekne turu yapabiliyorsunuz, biz tekne turunu tercih ettik, gayet güzeldi, tek sorun havanın çok soğuk olmasıydı. Loch Ness buraların meşhur gölü, bu kadar meşhur olmasının nedeni de tıpkı bizim Van Gölü canavarımız gibi bir canavarın bu gölde olduğunun iddia edilmesi. Canavar var mı yok mu bilemeyiz ama manzaranın harika olduğunu kesinlikle söyleyebiliriz. Daha sonra turumuzun güzergahında bulunan bir köye gittik, tabii zaman kısıtlı olduğu için hızlıca gezmek durumda kaldık, turumuz tamamlandığında Glasgow'a geri döndük, hemen koşa koşa Edinburgh'a gidecek otobüsümüze yetiştik.


Glasgow Edinburgh'dan sonra biraz sönük kaldı tabii, ama ne olursa olsun başka bir şehri keşfetmenin verdiği keyif bir başka.

Glasgow gezimiz "Kelvingrove Art Gallery ve Museum" ile başladı. Glasgow'un en meşhur galeri ve müzesi. Müzeyi gezdikten sonra yakın mesafede bulunan "Glasgow Üniversitesi"ne gittik. Çoğu Avrupa şehrindeki üniversiteler gibi burası da çok güzeldi. Etrafta birkaç öğrenci dışında hiç kimse yoktu, biz de sınıfa girmek dahil bu güzel binayı detaylıca gezdik.



Üniversiteden çıktıktan sonra yolumuza devam ettik, sırada "Botanic Garden" vardı. Bu müthiş bahçede çeşit çeşit bitkiler vardı, havanın serin olması nedeniyle bazı bitkiler henüz açmamıştı, bu nedenle biraz hayal kırıklığı yaşadık ama eminim yaz ayında görsel bir şölen oluyordur.


Botanic Garden'dan sonra yönümüzü tekrar merkeze çevirdik. Uzun süre sokaklarda yürüdük. Diğer dikkatimizi çeken yer "Glasgow Royal Concert Hall" oldu. Glasgow'un ünlü konser salonu.
Ayrıca Kraliyet İskoç Ulusal Orkestrası'na da ev sahipliği yapmakta ( http://www.glasgowconcerthalls.com).


Merkezde yürümeye devam ettik, karşımızda "Buchanan Street". En canlı, en kalabalık, mağazalarla çevrili meşhur sokağı. Caddeden aşağı doğru yürüdüğümüzde "George Square and City Chamber" karşımıza çıktı.
Glasgow'un meşhur meydanı, adını kral George'den almış. Bu meydan şehrin merkezi kabul edilmesine rağmen, gerçek coğrafi merkez Blythswood Meydanı (Wikipedia).
City Chamber George Square'de yer alan hükümet binası, tabii tahmin edersiniz ki çok ihtişamlı, biz içini gezmedik, geziliyor mu ona da emin değiliz açıkçası.



Ve sıra "Necropolis"e geldi. Bu mezarlık Glasgow Katedrali'ne çok yakın, Glasgow'da görülmesi gereken yerlerden biri olarak belirtiliyor.
Mezarlıkta aşağı yukarı 3500 anıt varmış (Wikipedia).
Mezarlıktan ayrıldıktan sonra hızla meşhur "Glasgow Cathedral"ine gittik. Ama ne yazık ki katedrali gezmek için geç kalmıştık. 



Her ne kadar hava 21:30-22:00 civarında kararsa da artık günün sonuna yaklaşmıştık. Son olarak "Glasgow Green"e gittik. Bu park Glasgow'un meşhur parkı, parkta People's Palace ve Winter Garden yer alıyor. Parkta biraz keyif yaparak dönüş yolumuza geçtik.


Glasgow'da girmediğimiz birçok müze var. Bunlardan bir kısmı; Modern Sanat Galerisi, Ulaştırma Müzesi, Tunterian Art Gallery, The Burrell Collection, People's Palace vb. 

Glasgow Harita:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder