4 Eylül 2018 Salı

Wadi Rum

Petra'da geçirdiğimiz harika günün sonrasında otelimizin yardımıyla ayarladığımız minibüs ile 'Marslı' filminin de çekildiği eşsiz bir jeografik yapıya sahip olan Wadi Rum maceramız başladı. Wadi Rum'a sadece bir minibüs çalışıyor ve sabah saat 06.30 gibi herkesi otelinden topluyor, akşamdan otelden aratıp rezervasyon yaptırmanız gerekiyor, kişi başı 10 Jod ücreti var. Hep birlikte kısa süren bir seyahatin sonunda Wadi Rum'da, daha önce Booking'den yalnızca konaklama ayarladığımız Bedouin Lfiestyle Camp 'ın ofisinde indik. Wadi Rum, ulusal bir park olduğu için girişte de 5 Jod ücret ödüyorsunuz. Yetkili kişi hemen bizi karşıladı ve bayağı ilgilendi açıkçası. Çay ikramları da devamlı yapılıyordu. Wadi Rum'a erken bir saatte geldiğimiz için hemen yapılması gereken atraksiyonları incelemeye başladık. Ertesi gün kahvaltıdan sonra Akabe'ye gidecektik. O yüzden yalnızca 1 tam gün ve 1 gecemiz vardı. Ancak Mesut zamanı olmadığı için ne yazık ki konaklama yapmadan yalnızca aktiviteleri yapıp Akabe'ye doğru yol alacaktı.
Wadi Rum'da yapılacak aktiviteler konaklama bedeline dahil olmadığı için tekrar bir ödeme yapmamız gerekiyordu. Açıkçası paramız da bitmişti. Tahmin ettiğimizin çok üstünde harcama yapmıştık. Adam bize çeşitli kombinasyonlar sunuyordu. Tam gün - yarım gün gibi. Bayağı pazarlık yaptık. Ama adam bir türlü inmedi fiyatı. Konaklamayı da orada yapacağımız için biraz kendisine mecbur etmeye çalıştı açıkçası, burada oyunu anlamaya başladık. Adam bizi tüm gün tura zorluyordu, az aktiviteli turları da pahalı satıyordu. Siz siz olun sakın booking'den konaklama ayarlayıp gitmeyin, ne yapmak istediğinize ve yerinize karar verin ve adam gibi anlaşıp gitmeden hepsini satın alın, kamplar ve sundukları hizmet üç aşağı beş yukarı aynı. Biz yarım-bir saat arası deve gezisi + araçla tüm gün safari turu + öğle yemeği + güneş batımı + konaklama + akşam yemeği aldık. Madem illaki bir tur alacağız onu ekle, bunu çıkart derken tüm gün süren tam tur almanın mantıklı olacağını düşündük, çünkü diğer türlü turu erken bitirip gelip kampta oturuyorsunuz. Tabi bu iş bize kişi başı 80 Jod gibi bir fiyata patladı ki, bugünkü kurda oldukça yüksek bir meblağ. Sadece güneş batımında yapılacak ufak bir cip turu da birçokları için gayet yeterli olacaktır. Mesut da hem maddiyat hem de zamansızlık nedeniyle başka bir firma ile anlaşıp toplamda 2-2,5 saat süren deve gezisi ve safari turu yapıp Wadi Rum'dan ayrıldı, oda 35 Jod'a anlaştı.
Rehberimiz Ali çok başarılıydı. Güler yüzlü ve çok yardımcıydı. Bizle birlikte bir de Amerikalı bir genç olan Jonathan vardı. O da uyumlu ve iyiydi. O konuda da şanslıydık.
Ali bizi aldı, önce bavullarımızı araca yerleştirdi. Biz de araca binmeye hazırlanırken önce deve gezisi yapacağız dedi. Bizim de çok merak ettiğimiz bir atraksiyondu. Yarım saat süren bu gezi gerçekten çok keyifliydi. Sanırım çöl ortamında olması bizi etkiledi. Wadi Rum da tüm ihtişamıyla karşımızdaydı. Harika bir yer. Tam bir doğa harikası. Eskiden insanların nasıl yaşadıklarına dair çok güzel bir deneyim oldu. Yani ilk atraksiyon olan deve gezisini kesinlikle öneririz, Yarım saat az derseniz inanın yapınca yeterli olduğunu anlayacaksınız. Alışık olmadığımız için bacaklar fena ağrıyor, çok zevkli bir atraksiyon.



Develeri bıraktığımız alanda dinlenme yeri de vardı. Buraya Lawrance Springs diyorlar. Hemen çay ikramları yapıldı tabii. Burada istersek tepeye çıkıp manzaraya bakabileceğimizi söyledi Ali, tabii hemen tırmanmaya başladık. Zorlayıcı ama güzeldi. Düşme riski olduğunu da söylemeliyiz. Bu arada çantalarımızın olduğu araç da dinlenme yerine geldi. Böylece safari turumuz başlamış oldu.


Safari nasıl oluyor derseniz şöyle özetleyebiliriz, en fazla 20 dakika arabada yolculuk yapıyorsunuz, sonra görmeniz gereken yere gelince iniyor ve önemli olan yeri inceleyip foto çekiyorsunuz. Bu bazen manzara, bazen kaya parçası, doğal köprü ne biliyim bu tarz şeyler oluyor. Akşama kadar pek çok yerde durduk, sanırım bölgede görülmesi gereken ne varsa gördük. Aslında bakarsanız 1-2 yer dışında size gösterilen yerler çok ilginç değil ama tüm gün safari almazsanız da bedevi çadırına gidip oturmanız veya kendinizin çölde bir başınıza gezmesi gerekecek ki alan çok geniş ve çok sıcak bunu yapmak çok zor. Yani adamlar safariyi bir nevi orada zaman geçirmeniz için satıyor. O yüzden biz tüm gün safariyi öneririz. Her durduğunuz yerde de mutlaka dinlenme yeri oluyor ve çayınızı içiyorsunuz. Ancak bütün çaylar çok şekerli resmen bal gibiydi. Unutmadan en güzel olay Ali'nin arabaya dondurucu içinde bolca su koymuş olmasıydı. Çölün sıcağında su içmekten daha fazla yaptığınız bir şey yok maalesef:)


Bu arada safarimizin ilk durağı bir Red Sand Dune çöl tepesi oldu. Çöl sörfü yapalım dedik, fena değildi ama Peru'daki tepeler çok daha iyiydi, kum tepeleri pürüzsüz olduğu için uçuyordunuz, buranın tepesindeki sörf çok yavan kalıyor. Sözü gelmişken Wadi Rum öyle kum tepeleri ile dolu bir yer değil, aslında çöl deniyor ama pek de çöl değil yani kum var tabii ama daha çok kurak bir kanyon diyebiliriz.


Bu arada öğle yemeği çok güzeldi. Güzel bir köfte yemeği ve yanında garnitürler. Çok beğendik.


Yemekten hemen sonra Khazali adlı eski uygarlıkların çizdiği resimlerin bulunduğu bir kanyona gittik. Genelde taş konseptli bu turun en kültürel yeri burasıydı.


Buradan Rgabit Alwadak adlı ufak köprüye geçtik.


Oradan Lawrance'ın Evi diye bir yere geçtik. Zaten burada ona buna Lawrance'ın bir şeyi deyip durmuşlar, turist çekiyor herhalde. Oradan da Mantar Kayası diye gene koca bir taşın olduğu yere gittik.


Gene bir büyük kayanın oraya çıkıp tırmanış yaptıktan sonra Burrah Kanyon'da ufak bir kanyon yürüyüşü yaptık.


Daha sonra en çok ilgi çektiğini gördüğümüz Um Frouth Köprüsü'ne geçtik. Bu tarz şeyleri insanlar çok seviyor, herhalde sosyal medya fotoları için diye düşünüyorum.


Güneş batımından önce en çok hoşumuza giden manzaraya sahip olan bir yere daha gittik. Ali bazen buraya kafa dinlemeye geliyorum dedi, adını bilmiyoruz ama keyfini çıkardığımızı söyleyebiliriz.


Son atraksiyon güneş batımıydı. İşte bunu mutlaka yapın derim, çölün inanılmaz sessizliğinde yalnızca rüzgarın sesini duyuyorsunuz ve karşınızda yavaş yavaş güneş batıyor. Ali bizi çok güzel bir tepeye çıkardı ama sanırım her firmanın kendince belirlediği bir yer vardır. Bunu kaçırmayın deriz.


Güneş de batınca artık Ali bizi bedevi çadırımıza bıraktı. Ortam çok hoşumuza gitti. Çadırımız da tahmin ettiğimizden çok daha iyiydi. Tuvaletler de aynı şekilde çok temizdi.



Akşam yemeğimizi ve kahvaltımızı yediğimiz yer de çadıra 200 metre mesafedeydi. 


Akşam yemeği için harika bir tavuk pilav ziyafeti vardı. Yerin altında pişirilen bu yemek her Wadi Rum yazısında vardı. Biz de bayağı merak ediyorduk. Gerçekten çok lezzetliydi. Onun da yanında ekstra meze diyebileceğimiz yemekler vardı. Personel de akşamı renklendirmek için ateş yaktı, dans etti, şarkı söyledi vs. Sabah ofiste gördüğümüz yetkili akşam da oradaydı. Tüm misafirlerle konuştu ve memnun olup olmadıklarını sordu. Eğlence ve yemek bitince yemek alanından biraz uzaklaşıp kumlara attık kendimizi ve işte muhteşem yıldız şov karşımızdaydı. Karanlıkta yıldızlar harikaydı ve inanılmaz bir sessizlik vardı. Bünyemiz alışık değil tabii, çok garip geldi bu durum. Ama güzel miydi derseniz harikaydı deriz... Mutlaka Wadi Rum'da konaklama yapın. Böyle bir deneyimi her zaman yaşamak pek mümkün olamayabilir. Pahalı da olsa böyle bir hizmeti sunuyor olmaları, sunmamalarından daha iyidir diye düşündük.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder