19 Ağustos 2016 Cuma

Capri Adası

Capri Adası'nı Amalfi kıyılarında geçirdiğimiz son güne ayırmıştık. Bu kadar gelmişken burayı görmeden dönmek istemedik. Güzel geçen bir gemi seyahatinden sonra Capri Adası'na vardık (Gemi 18,30 Euro). Marina Grande yani liman bölgesi güzel, gelir gelmez tekne turuyla adanın çevresini gezsek mi diye düşündük ancak tekne turlarının zaman geçtiği için meşhur mağara Blue Grotto'ya uğrayamayacaklarını öğrendik. Orayı görmedikten sonra gerek yok deyip adaya yöneldik. Yani maalesef bu adanın turist atraksiyonu Blue Grotto'yu göremedik (meşhur olmasının nedeni mağara içerisindeki ışık, erken saatlerde kalkan teknelerle gidebilirsiniz).


Mağarayı es geçtikten sonra yönümüzü sahildeki finikülere çevirdik, bayağı bir sıra vardı ancak bebekle beklediğimizi görünce bizi sıranın önüne aldılar. Kısa süren bir yolculuktan sonra (Finiküler bedeli 1,80 Euro) Piazza Umberto Meydanı'na vardık, restaurant ve cafelerin olduğu bu meydan sahip olduğu metrekareye göre oldukça fazla kişiyi barındırıyordu. O yüzden buradan çok keyif aldığımızı söyleyemeyeceğiz. Burası Capri olarak geçiyor, bir de Anacapri diye bir bölge var, oraya da otobüsler gidiyordu ancak biz tercih etmedik.



Meydanda fazla takılmadan kendimizi ara sokaklara attık. Her yer mağazaydı, Newyork 5. cadde gibiydi burası, dünyanın bütün pahalı markalarının bir şubesini açmışlar. Buradan şu sonucu çıkarttık; Capri tam bir alışveriş cenneti; özellikle Amerikalı zenginlerin tatil için tercih ettiği bu adadan farklı bir şey beklemek de hata olurdu. Biz de mağazaların içine girmeden sokakların keyfini çıkarttık:))



Gezerken Sante Stefano katedralini de gezdik. 


Meşhur Faraglioni kayalıklarını görmek için Tragara Hotel'in önüne gittik. Ancak kayalıkları daha yakından görmek veya içinden geçmek isterseniz tekne turuna katılmanızı öneririz. Biz güzel bir yürüyüş sonrası Tragara manzara noktasına ulaştık. Hem kayalıkları gördük hem de harika Capri manzaralarına şahit olmuş olduk.



Bu harika manzaraları izlerken aşağı inen yollar olduğunu gördük ve bu yolların plajlara gittiğini öğrendik. Hem kayalıkları daha yakından görmek hem de denize girebilme ihtimali için bu zahmetli yollardan aşağı indik. Yakınlık dışında kayalık manzarası açısından çok bir fark yoktu ayrıca plajların hepsi çok pahalıydı (Giriş kişi başı 22 euro), o kadar yolu boşa inmiş olduk. Bu adada denize girmek için tekne kiralayıp koylarında dolaşmak, hele ki kalabalık bir grupsa fiyat - kalite açısından makul olandı. Bu ada Amerika sosyetesinin sürüklediği bir yer, Akdeniz'de bu kalitede ve daha ucuz bir çok yer bulunuyor.

Dönüş için limana indiğimizde ana limana yakın olan denize girebileceğimiz yere yani Marina Piccola'ya gittik ve gemiye binmeden deniz keyfimizi de yapmış olduk. Dönüş için ödediğimiz bedel 16,80 Euro.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder